Psikoterapi Nedir? Ne İşe Yarar?
Ruhsal, duygusal ve davranışsal sorunların çözümüne, psikolojik dengenin korunması ve geliştirilmesine yönelik, konuşmaya dayalı ruhsal destek sürecini psikoterapi olarak tanımlayabiliriz.
Bu desteğin psikoterapi olabilmesi için belli bir psikolojik kuram ya da kuramlara dayanması, yapılandırılmış olması ve profesyonel bir ruh sağlığı uzmanı tarafından uygulanması gerekir.
Psikoterapinin özü terapist ile ruhsal rahatsızlığı bulunan ya da psikolojik destek ihtiyacı olan danışan arasındaki etkileşim ve iletişime dayanır. Psikoterapist-psikiyatrist ile hasta arasında samimi güven ortamının oluşması psikoterapinin tedavi edici gücünün ortaya çıkması için şarttır. Psikoterapi sürecinde terapist ile danışan arasında terapötik konuşma seansları olacak, zaman zaman psikolojik-duygusal yapıya müdahalelerde bulunulacak, uygun zaman geldiğinde yüzleştirmeler yapılacaktır. Yüzleştirme için psikoterapi desteği alan kişinin ego gücünün belli bir seviyeye gelmiş olması gerekir. Aksi durumda yüzleştirmeyi kaldıramayan danışan psikolojik yönden zarar görebilir. Psikoterapistin uzmanlığı ve tecrübesi bu noktada büyük önem arz eder.
Danışan psikoterapi ile ruhsal yapısını öğrenecek, ruh hali, duygu, düşünce ve davranışlarının farkındalığına vuracak, nihayetinde bunları kontrol edebilmeyi öğrenerek yaşamı üzerinde söz sahibi olacaktır. Yani yaşadığı durumların sebeplerini anlayıp, öğrenerek sorununun özünü kavrayacaktır. Problemli düşüncelerin davranışlarını nasıl etkilediğini anlayacak, sorunun kaynağını bulduğunda çözüm kolaylaşacaktır. Bunu ilişkilerine yansıttığında kişiler arası ilişki problemi ve çatışmaları düzelecek, yaşamı ile ilgili gerçekçi hedefler koyabilecek, mutluluk ve huzuru yakalayacak, çaresizlik, öfke, güvensizlik, özsaygı eksikliği gibi durumlardan kaynaklanan psikolojik rahatsızlıklar düzelecektir.
Psikoterapi günümüzde en çok merak edilen ve talep gören konulardandır. Özellikle ülkemizde psikoterapi ile ilgili yasal boşluk bulunduğundan bir kavram karmaşası doğmuştur. Psikoterapi adı altında birçok eksik ve hatalı uygulamalar yapılabilmektedir. Bu bakımdan danışanların psikoterapist seçiminde titiz davranmalarını önemle tavsiye ederiz.
Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak danışanlarımıza öncelikle psikoterapi ne değildir? sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Bu sayede psikoterapi nedir? sorusu da yanıtlanmış olacaktır.
- Biliniz ki psikoterapist sizin adınıza karar alacak bir ruh sağlığı uzmanı değildir. Psikoterapistin görevi sizin adınıza karar vermek değil, sizi kendi seçimlerinizi yapma ve kendi kararlarınızı alma olgunluğuna eriştirmektir.
- Psikoterapi deyince hemen herkesin aklına ilk önce rahat bir divana uzanmış pozisyonda şimdi çocukluğunuza inelim sözleri gelir. Çocukluk yaşantıları psikolojik rahatsızlıklarda çok büyük öneme sahip olmakla birlikte psikanalitik psikoterapi dışında böyle bir ortam yaşamayacaksınız.
- Psikoterapi sadece iz bırakmış, eski travmatik anıları kurcalama süreci değildir. Psikoterapist zaman zaman psikolojik sorunda gerekli görürse eski olumsuz yaşantıları irdeleyip, işleyebilir ancak günümüzde bir çok psikoterapi yöntemi yakın geçmiş ve şimdiki zamana odaklanır.
- Psikoterapi seans içinde sadece mutluluk, iyimserlik dağıtan bir süreç değildir. Zaman zaman acı ve sıkıntı duyabilir, psikoterapistinize kızabilir, terapiyi bırakma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Sizi anlık mutlu eden, suyunuza giden bir terapist iyi bir psikoterapist değildir. Psikoterapist olarak hedefimiz size acı da gelse içgörü ve farkındalığınızı arttırarak daha olgun, bağımsız ve huzurlu hale gelmenizi sağlamak, sorunlar karşısında baş etme kapasitenizi arttırmaktır.
- Psikoterapi dertlerinizi döküp rahatladığınız, psikoterapistin de iyi bir dert dinleyici olduğu bir süreç değildir. İyi bir dinleyici olmak psikoterapistin olması gereken özelliklerinden olup, bazen sadece dinlemek de terapötik etki sağlasa da iyi bir psikoterapist durumunuzla ilgili yorum ve yüzleştirmeleri yapmak durumundadır. Bu yorum ve yüzleştirmeler de akil insan tarzında değil, herkesin göremediğini görmek ve tüm psikolojik bilgi birikimini içerecek biçimde olmalıdır.
- Psikoterapiye gelmeniz, psikoterapi ihtiyacı duymanız sizin güçsüz olduğunuz anlamına gelmez. Bilinçdışınızda takılı kalmış bir etken büyük sorunlarınızın küçük bir nedeni olabilir. Kendinizi tanımak, ilişkilerinizi geliştirmek, hayattan keyif almak, yaşam kalitenizi arttırmak için de psikoterapi alınabilir.
- Psikoterapi bir mahkeme, psikoterapist de hakim değildir. Yani psikoterapi bir yargılanma, eleştirilme süreci değildir. Psikoterapistiniz sizi olduğunuz gibi önkoşulsuz kabul edecek, eleştirip yargılamadan terapötik işbirliği içine girecektir. Kendinize ya da başkalarına zarar verme durumunda psikoterapistin müdahale sorumluluğu vardır.
Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak danışanlarımızın sıklıkla sorduğu, psikoterapi nasıl fayda sağlar? sorusunu da yanıtlamak isteriz.
Psikoterapinin fayda göstermesinde temel faktörlerden biri psikoterapist ile danışan arasında kurulan terapötik ittifakın kalitesidir. İnsancıl, karşılıklı güvenin tam olduğu, işbirliği ve uyuma dayalı danışan psikoterapist ilişkisi psikoterapinin iyileştirici gücünün ilk basamağıdır.
Danışan psikoterapistle diyaloğunda günlük hayatta kuramayacağı ölçüde tarafsız, yargılanmadan, eleştirilmeden etkileşime geçme fırsatı yakalayacaktır. Bu ilişki biçimi tedavi sürecinde olumlu gelişmeler sağlar.
Bunun arkasından da psikoterapistin bilgi birikimi, tecrübesi, uzmanlığı devreye girecek, yaşadığınız sorunun kaynağını, sizin üzerinizde yarattığı olumsuzlukları, çözüm yollarını ve çözümü engelleyen faktörleri görmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda sorunlarla baş etme becerilerini kazanmanız noktasında profesyonel destek verilecektir.
Kişi psikoterapiye inanmıyor ya da gönüllü rızasıyla gelmemiş ise psikoterapist ne kadar iyi olursa olsun başarı şansı azdır. Değişim ihtiyacına ve değişeceğine inancı olan, terapiye kendi isteğiyle gelen danışanla terapist arasında terapötik ittifak kurulduğunda kalıcı çözüm ve değişimlere kavuşmak mümkün olacak, psikoterapi işe yarayacaktır.
Psikoterapinin faydaları için çoğu kez 6-12 aylık bir terapi süreci gerekir. Vakaya göre seans sayısı ve sıklığı değişebilir. Bir çok danışan ilk terapi seansından itibaren olumlu gelişim görebilmektedir. Biz Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak kliniğimizde genellikle 20 seans hücum terapisini takiben aylık kontrolleri ve devamında pekiştirme seanslarını tercih ediyoruz. Bazı psikolojik sorunlarda ise ayda 1-4 seanslık terapilerle 2-3 ayda problemin çözümü sağlanabilir.
Benlik algınız olumluya döndüyse, eskiden baş edemediğiniz sorunların altından kolaylıkla kalkabiliyorsanız, insanlarla olan ilişkilerinizde düzelme olduysa, kurtulamadığınız olumsuz duygu ve düşünceler azaldıysa psikoterapiden fayda gördüğünüze işarettir.
Psikoterapi obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi ve tüm fobiler, panik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozuklukları, depresyon, alkol, madde ve sigara bağımlılığı, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları (borderline ve narsisistik kişilik bozukluğu gibi), cinsel işlev bozukluğu gibi tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda ve eş, çift, aile ve ilişki sorunları, çocuk ve ergen sorunları, iş ve akademik hayatta karşılaşılan sorunlar, kişisel uyumun bozulduğu durumlar, öfke yönetimi, özgüven kazanımı, kronik hastalıkların getirdiği sorunlar gibi yaşama ait zorluk ve başarısızlıklarda kişisel değişim ve kişisel gelişimle ilgili sıklıkla tercih ettiğimiz bir tedavi yöntemidir.
Psikoterapi birçok durumda ilaç tedavileri kadar etkilidir. Bilişsel davranışçı terapi, psikanalitik terapi, Adlerci terapi, akılcı duygusal davranış terapisi, birey merkezli terapi, kişiler arası terapi, varoluşçu terapi, Gestalt terapisi, aile terapisi gibi adını duyurmuş psikoterapi yöntemlerinin yanı sıra 400’ ün üzerinde psikoterapi yönteminin olduğu bilinmektedir.
Birçok psikiyatrist, psikoterapist sayısınca psikoterapi yöntemi olduğunu mizahi bir anlayışla kabul ederler. İnsan psikolojisi çok çeşitli dinamiklerin rol aldığı karmaşık bir yapıdır. Milyarlarca insanın hiç biri de birbirinin benzeri, kopyası değildir. O sebeple tek bir psikoterapi yöntemine saplanıp kalmadan, psikodinamik, davranışçı, bilişsel kuram gibi psikolojinin temel kuramlarını kullanmak ve yapılandırılmış bir çevrede çalışmak kaydıyla kişiye özel psikoterapi uygulamak doğrudur. Psikiyatri ve psikoterapinin sanat yönü de burada ortaya çıkmaktadır. En iyi psikiyatrist, en iyi psikoterapist vakanın özelliğine uygun çözümleri standart kalıpların dışında kişiselleştirme başarısını gösterebilendir.
Psikoterapilerde EMDR, hipnoz gibi tekniklerden de sıklıkla yararlanılır.
Psikoterapiyle değişim ve gelişimi yaşamanız dileklerimizle, Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak psikoterapi, EMDR, hipnoz, hipnoterapi uygulamalarımızla yanınızdayız.
Psikiyatrist, Psikoterapist Filiz Uluhan.
Psikiyatri Antalya, Psikoterapi Antalya, Lara, Muratpaşa, Antalya.