EMDR Aşamaları ve Uygulaması
EMDR tedavisinin keşfi Shapiro tarafından yapılmış, başlangıçta bir duyarsızlaştırma tedavisi olarak görülmüştür. İki yönlü göz hareketleri ile beynin her iki yarım küresi sıra ile uyarıldığında travmatik anı ve olumsuz yaşantıların verdiği rahatsızlığın kaybolduğu gözlenmiştir.
İki yönlü uyarılar anı ile ilgili kötü görüntülerin canlılığını yok etmekte, hasta anılarına daha sakin bakabildiğinde anının yeniden işlenmesi kolaylaşmaktadır.
Duyarsızlaştırmayı takiben travmatik anının yeniden ve sağlıklı biçimde değerlendirilmesi çoğu kez tek seansta tamamlanacak kadar hızlıdır. Bundan dolayı EMDR terapisi tüm dünyada ruhsal sorunların çözümünde en hızlı yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Travmatik anının akılcı bir yaklaşımla yeniden değerlendirilmesi “yetersizim”, “kötüyüm”, “korunmaya muhtacım” gibi bozulmuş kendilik imgelerinin de düzeltilmesini kolaylaştırmakta, psikiyatrist ve psikoterapistlere tedavide büyük yardımda bulunmaktadır.
Shapiro’ nun EMDR tedavisi günümüzde 3 aşamalı biçimde psikiyatri tedavi kılavuzlarında yerini almıştır.
1)Olumsuz yaşantıların yeniden işlenerek duyarsızlaşmanın sağlanması.
2)Güncel tetikleyicilerin tedavisi.
3)Gelecekte karşılaşılabilecek benzer sorunlarla baş etme becerisinin kazanılması.
EMDR nasıl işler? Nasıl etki eder? soruları ile sıklıkla karşılaşırız. Shapiro bunu “Uyumsal Bilgi İşleme” modeliyle açıklamaktadır.
Uyumsal bilgi işleme modeli şudur: Birkaç gün önce yediğiniz güzel bir yemek, geçen hafta eski lise arkadaşlarınızla yaptığınız güzel sohbet kısa bir süre sonra unutulur. Çünkü bu yaşantılar zihin tarafından hazmedilmiş, üzeri tamamen örtülmüştür.
Kötü anılar, travmatik yaşantılar ise kolaylıkla geride bırakılamazlar. Bunların üzerinden 10’ larca yıl geçse bile zaman zaman kendiliğinden, bazen de bir takım hatırlatıcılar ile yaşandığı andaki beden duyumları, duyguları, görsel, işitsel, tensel algısal duyumlarla birlikte karşılaşılır. Bir türlü geride bırakılamayan kötü anılar tecavüz, saldırı, kaza, savaş, deprem, sel gibi büyük olayların aynen hatırlanması şeklinde olabileceği gibi o günkü yaşantının yarattığı kendilikle ilgili olumsuz bilişi (acizlik, yetersizlik, değersizlik, sevgiye layık bulunmama, korku, tehlikede hissetme gibi) anımsatabilir.
Üzeri çizilip geride bırakılamayan, üstesinden gelinemeyen bu durum EMDR terapistlerince “düğüm” olarak adlandırılır. EMDR tedavisinin püf noktası olan düğüm, anı ağlarının merkezinde oturmakta, bilince yanlış sinyaller göndermekte, bugünkü yaşantıyı olumsuz etkilemekte, öfke, kaçınma, korku gibi işlevsel olmayan ve uygunsuz tepkilere neden olmaktadır. Ayrıca kendilik algısını da zayıflatmaktadır. Düğüm yerinde kaldığı sürece olumlu deneyimlerin, olumlu duyguların işlevselliğini bozmakta, olumlu yeni bilgiler de tam işlenemeden devre dışı kalmaktadır. Böylelikle ruhsal sorunlar sürüncemede kalmakta, psikolojiler çözüm bulamamaktadır.
Şu andaki psikolojik rahatsızlıklarda geçmiş deneyimlerin büyük rolünün olduğu psikoloji-psikiyatri dünyasında kabul gören bir gerçektir. Bireylerin hayat boyunca benzer sorunları tekrar tekrar yaşaması, aynı hatalara defalarca düşmesi işlenmemiş travmatik anılarından kaynaklanabilir. Anılar işlendikçe bozuk işlevsellik düzelecek, uyum sağlayıcı çözümler elde edilecektir.
Travmatik anılar, bellekte hemen hemen mutlak surette çarpıtılmış düşünce ve algı olarak iz bırakmaktadır. Bu anılar işlenmeden kaldığında ise bireyin uyumsuz davranışlar sergilemesine yol açmaktadır.
Yapılan bilimsel araştırmalar EMDR’ nin anı ile ilgili duygulanım ve imgelerin canlılığını azalttığını, oluşan duyarsızlaşmanın anıya daha sakin ve bilinçli biçimde bakabilmeyi sağladığını göstermektedir. EMDR ile anı ile ilgili bilginin işlenmesi artmakta, anıya daha kolay erişilebilmektedir. EMDR sayesinde bellek ağı içinde daha fazla bağlantı kurulabilmektedir.
EMDR aşamaları 8 evreden oluşur.
1)Birinci evrede detaylı ve dikkatli bir öykü ile hastanın EMDR tedavisi için uygun olup olmadığı değerlendirilir. Travmatik materyale çok hızlı ulaşıldığı, anımsanan travmatik anının da hastada yoğun sıkıntı yaratma ihtimali yüksek olduğundan, hasta geniş biçimde aydınlatılmalı, kendi kendini yatıştırma becerilerini öğrenmiş olmalıdır.
İyi bir travma çalışmasında hastanın terapiste güveni tam olmalıdır. EMDR uygulamasında terapist sürece fazla karışmayacak, iyileşme hastanın kendi olanakları ile kendi zihninde gerçekleşecektir.
EMDR tedavisinde halen yaşanmakta olan sorunlara odaklanmak ya da bugün yaşanan krizde geçmişin etkisi büyük ise önce ona odaklanmak arasındaki seçim EMDR terapisinin ustalığına bağlıdır. Bu seçimin doğru yapılması tedaviyi direkt etkileyecektir.
Öykü ve ruhsal muayeneye göre psikiyatrist EMDR tedavisinde doğrudan travma işlemesine geçebileceği gibi psiko-eğitim ya da stresle baş etme becerilerinin kazanılmasına öncelik verebilir. Çünkü en önemli husus hastanın travma çalışmasını kaldırabilecek güçte olmasıdır.
2)EMDR tedavisinin ikinci evresi hastanın güvenliğinin sağlanmasıdır. Uzun süre gömülü kalmış yaşantılar tekrar hatırlandığında hastalar yoğun öfke, sıkıntı ve korku yaşayabilirler, kendilerine ve başkalarına zarar verebilirler. Tedaviye başlamadan önce 1-2 seans gevşeme, rahatlama ve kendini yatıştırma tekniklerinin öğretilmesine zaman ayrılması uygun olacaktır.
Psikiyatristinizin sizde güvenlik ve rahatlık hisleri uyandıran bir yer ya da tren metaforu, televizyon ekranı çalışması, şükretme tekniği, hipnotik etkili ışık egzersizi, düşey eksende göz hareketleri, gevşeme egzersizleri gibi farklı yöntemler uygulaması duygusal durumunuzu kontrol edebilmenizi kolaylaştıracaktır.
3)EMDR terapisinde üçüncü aşama çalışılacak malzemenin belirlenmesidir. Hastadan öncelikle olayı tanımlayan bir resmi net biçimde gözünün önünde canlandırması istenir. Bu görüntü depolanan bilgiye ulaşmada ilk basamaktır. Bunun arkasından travmanın yarattığı olumsuz biliş belirlenir. “Sevilmeyi hak eden biri değilim”, “Değersizim”, “Güçsüzüm”, “Kötüyüm”, “Korkağım” gibi bilişler, olumsuz bilişlerdir. Olumsuz biliş yeniden işlenip etkisizleştirilecek, devamında olumlu biliş yerleşecektir. Olumlu biliş yerleştiğinde bireyler daha uyum sağlayıcı ve baş etmeye yönelik davranışlar sergiler, uygun seçimler yapabilirler. Sonrasında travmatik deneyimin hatırlanmasının ortaya çıkardığı korku, üzüntü, öfke gibi duygulara geçilir. Beden duyumlarının tanımlanması, izlenmesi de önemlidir. Hasta bedensel bir rahatsızlık yaşarsa anının işlenmesi tamamlanmamış demektir.
EMDR uygulanmasında sıklıkla göz hareketleri kullanılarak beynin her iki yarım küresine sıra ile uyarı verilir. Sağ elini kullanan terapist hastanın sağına oturur, hasta terapiste değil karşıya bakar, terapist genellikle yatay düzlemde sağa sola el hareketleri yapar, hasta da gözleriyle izler. Yatay eksende terapistin parmaklarının bir sağa bir sola izlenmesi bir set olarak tanımlanır, ortalama 24 set uygulamasını takiben hastadan hatırladığı malzemeyi önemli-önemsiz ayırımına girmeden anlatması istenir. Göz problemi olan, göz hareketleri sırasında başı dönüp, midesi bulana hastalarda iki kulağa sıra ile ses uyaranı da gönderilebilir. Set aralarında bilişsel, duygusal, bedensel duyumlar hastadan istenir ancak hastaya geri bildirimde, yorumda bulunulmaz. İstenen hastanın kendi akışında gelen malzemeyi kendisinin işlemesidir.
4)Dördüncü evre hedeflenen malzemelerin işlendiği duyarsızlaştırma aşamasıdır. EMDR terapisti bu evrede hastayı bilgi işleme işine odaklar. Göz hareketleri ile işleme sırasında beynin doğal iyileşme becerisi harekete geçmektedir. Bu biraz da uykunun REM evresindeki işlevlere benzer. Nasıl gün içinde bizi rahatsız edip sıkıntı yaratan bir çok olayı uyuyup sabah uyandığımızda unutmuş, unutmasak ta bazı çözüm yolları bulmuş oluyorsak, EMDR’ de de aynı olay söz konusudur. EMDR’ nin farkı, bu işlemin daha kontrollü ve terapist gözetiminde yapılmasıdır. Beynimizin büyük bir iyileştirme gücü vardır ve iyileşme bireyin kendi elindedir. Yani EMDR, hastanın kendi kendini iyileştirdiği bir tedavi yöntemidir.
EMDR’ nin duyarsızlaştırma aşamasında bellekte depolanmış düğümün içindeki imge, ses, düşünce, duygu, duyum gibi birbiriyle ilişkili kanallar açılır. Uygulama esnasında terapist sürece müdahale ederek duygu alanında işleme tıkandığında bedene, duyumlarda tıkanıklık olduğunda bilişe vs. yöneltme yapabilir.
Bu sayede terapi ilerledikçe hasta aynı anıya bakarken daha az emosyonel sıkıntı yaşar, anıya daha farklı açıdan bakar, anıyı bir bütün olarak değerlendirir.
5)Beşinci evre yükleme adını da alan, olumlu inancın yerleştirilmesi evresidir. Başlangıçta belirlenen ya da dördüncü evrede ortaya çıkan olumlu bilişin hasta tarafından içselleştirilmesi sağlanır.
6)EMDR ‘ nin altıncı aşaması beden taramasıdır. Travmatik yaşantı ile ilgili bilgiler bazen yalnızca bedensel hisler olarak belleğe atılır. Hedef anı ile çalışılırken vücutta herhangi bir kasılma, gerginlik ya da alışılmadık bir duyum aranır ve üzerinde durulur.
7)EMDR tedavisinin son evresi, ortalama 90 dakikalık bir EMDR seansının son 10-15 dakikasını kapsayan kapanış evresidir. Terapist bu evrede hastanın seanstan güvenli ve rahatlamış bir şekilde çıkmasını sağlayacak çalışmayı yapar. Seansın sonunda danışanın şu andaki durumu, hisleri, seansta neler yaşayıp neler gözlediği ve seansla ilgili görüşleri öğrenilir. Bu tedavinin ilerleyen dönemlerinde de önemli bir yol göstericidir.
89EMDR terapisinin sekizinci evresi, yeni seansın başında olur. Çok hızlı neticeler de alınsa çoğu kez ikinci, üçüncü EMDR seansları gerekecektir. Önceki seansta çalışılanların hastayı hafta boyunca nasıl etkilediği ve yeni gündem belirlenmesi evre sekiz olarak isimlendirilen yeniden değerlendirme aşamasıdır.
Karmaşık travmalarda her olumsuz yaşantı ya da kötü anıyı ayrı ayrı çalışmak gerekebilir. Bu durum terapi süresini uzatacaktır. Önce 15 günde bir, sonra ayda bir, sonra da 3 ayda bir yapılacak kontroller kalıcı tedaviyi sağlar.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Emdr Terapisi Antalya.
Psikiyatrist ve EMDR Terapisti Dr. Emine Filiz Uluhan.