Postmodern Psikoterapi Yöntemleri
Postmodern psikoterapistler sosyal yapısalcılık kuramını temel alırlar.
Sosyal yapısalcılığa göre bireyin sorun olarak gördüğü her problem bir sorundur. Bunların doğruluğunu ya da gerçeğe uygunluğunu tartışmaya gerek yoktur. Danışan öyle ya da böyle yaşadıklarını sorun olarak görüyor, kendini bunalımda hissediyorsa, gerçekten bunalımdadır.
İlk kez 1967 yılında Berger ve Luckman tarafından ortaya konan sosyal yapısalcılık kavramı bireysel ve aile terapilerinde büyük ilgiye yol açmıştır.
Sosyal yapısalcılık temelli çalışan psikoterapistler, uzman rolünden ziyade işbirliği ve danışmaya dayalı bir pozisyon alırlar. Sonuçta danışan kendi hayatının tek uzmanıdır. Psikolojik değerlendirme ve psikoterapötik tekniklerin yerini empati ve işbirliğine dayalı ortaklık almıştır. Odak noktası, bir insanın yaşamında tek ya da gerçek doğru bir yolun olmadığıdır.
Bireysel ve aile terapilerinde en çok tercih edilen iki postmodern psikoterapi yöntemi, çözüm odaklı kısa terapi ve öyküsel terapidir.
Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi:
Çözüm odaklı kısa süreli terapide, sorunu çözmeye odaklanmak yerine çözümün kendisi üzerinde durulur. Geçmişten uzak duran bu yaklaşım, geleneksel terapi yöntemlerinden tamamiyle farklıdır.
Çözüm odaklı kısa süreli terapide sorunu çözmek için nedenini bilmenin gerekli olmadığına inanılır. Sorunla çözüm arasında hiçbir bağ kurulmaz. Danışan terapiyle ulaşmak istediği amacı belirler. Terapist ile tanı, geçmiş ve sorunun ayrıntılarına girmeden bu hedefe ulaşılmaya çalışılır.
Çözüm odaklı kısa terapi iyimser bir bakışa sahiptir. Tüm danışanların kendi hayatlarıyla ilgili sağlıklı, yaşamlarını zenginleştirmeye yönelik yapılandırmaya kendi kendilerine gidebileceklerine inanır. Terapistin rolü, danışanlara bu yeteneklerini fark ettirmektedir. İşe yarar çözümlerin danışanın elinin altında olduğunun hissettirilmesi, yeni olasılıkların gösterilmesi terapistin öncelikli hedefleridir.
Çözüm odaklı kısa terapide terapist danışanın hikayesindeki olumsuzluk, çözümsüzlük, ümitsizlik gibi negatif yönleri ayıklayarak, sorunun yapısı içindeki istisnaları danışana göstermeye çalışır. Danışan sorunun doğasını analiz etmek yerine, uygun çözümler bulma ve buna göre harekete geçme yönünde cesaretlendirilir.
Geleceğe ve çözümlere olumlu olarak odaklanıldığında ve danışan çözüm konusunda kendini yeterli ve güçlü hissettiğinde problem aşılacaktır. Terapi bu noktada, sorun odaklı düşünüldüğünde, sorunlarla baş etmede işe yarar yollar bulmanın zorluğunu kırmaktadır.
Çözüm odaklı kısa süreli terapide her sorunun mutlaka bir istisnasının olduğu, ufak değişikliklerin büyük değişikliklere neden olduğu, herkesin değişimi istediği sürece değişmeye yetecek kapasitesinin bulunduğu, her bireyin kendine özgü olduğuna vurgu yapılır.
Çözüm odaklı kısa terapide danışanla hiyerarşik bir ilişki olmayıp işbirliğine ve ortaklığa dayalı bir terapötik süreç söz konusudur. Psikoterapinin ilk basamağında, danışanların neyi istemediklerini araştırmak yerine ne istedikleri saptanır. Sorunda patoloji aranmaz, bir teşhis konmaya çalışılmaz. Bireyin tutum ve uygulamalarından işe yarar olanları bulunur ve teşvik edilir. Danışanın yaptıkları işlevsel değil ve olumlu yön yoksa farklı şeyler yapmaya yönlendirilir. Oturumlar kısa tutulur, danışana kendi çözümlerini bulması için bol zaman bırakılır.
Çözüm odaklı terapist, insanları olduğu gibi kabul eder, çözüm yaratmada danışana sadece yardımcı olur. Kendi çözümünü hiçbir zaman empoze etmez.
“Sorunların çözüldüğünde yaşamında ne gibi değişiklikler olacak?” sorusu çözüm odaklı kısa terapinin temel sürecidir. Küçük, gerçekçi ve ulaşılabilir değişimlere odaklanılır, kendiliğinden gelen başarı terapiyi hızlandırır.
Öyküsel Terapi:
Sosyal yapısalcı kurama dayalı psikoterapilerden olan öyküsel terapi, bireylerin yaşamın anlamını yorumlayıcı hikayeler yapılandırdıkları ve bu hikayeler doğrultusunda yaşadıkları fikrine dayanır. Oluşturulan hikayeler bireyin doğrusudur.
Öyküsel terapide danışana teşhis koymaktan, soruna bir tanı bulmaktan kaçınarak, bireyin içselleştirildiği baskın hikayelerden kendini kurtarması ve yeni alternatif yaşam hikayeleri oluşturması hedeflenir.
Öyküsel terapist, danışanı yargılamadan, suçlamadan, onaylamadan, bir değer biçmeden yani tamamen nötr olarak dinler. Amaç danışanın inanç ve değer sistemlerinde hiçbir değişiklik yaratmadan, bireyin acı veren, sorun çıkaran inanç, değer ve etkileşimlerinden kurtulmasına destek olmaktır.
Öyküsel terapide kişilerin yaratıcı düşünceleri ve hayal güçlerinden yararlanılır. Terapi sürecinde danışanların deneyimlerini yeni ve canlı bir dille aktarması sağlanır. Danışanlar bu sayede düşünce, duygu ve davranışlarından yeni anlamlar çıkarabilirler. Danışanın tercih ettiği bir hikaye, sadece rehberlik edilerek danışan tarafından yeniden yapılandırılır.
Psikolojik sorunlarda kişiler genellikle kendilerini sorunlarıyla bütünleştirirler. Öyküsel terapide sorun ile o sorundan etkilenen bireyi birbirinden ayırmak amaçlanır.
Öyküsel terapide, terapist danışanın öyküsünün içine girer, yönelttiği sorularla onun bakış açısını genişletmeyi, kaynaklarını, potansiyelini ve deneyimlerini harekete geçirmeyi sağlamaya çalışır. Geçmişe takılıp kalmak yerine şimdi ve geleceğe bakılmalıdır. Terapist danışanın yolunu açacak ve ona iyimserlik, motivasyon aşılayacaktır. Danışan ise mümkün olanı bulmak ve bunu gerçekleştirmek için harekete geçmek durumundadır.
Öyküsel terapide belli bir teknik, standart bir formülasyondan ziyade terapistin yaklaşım ve tutumu önemlidir. Terapide bilgi kazandırmak değil, deneyimleri harekete geçirecek sorular önem kazanır. Farkı aradığınız sürece fark yaratırsınız.
Öyküsel terapide, sorunun kişi olmadığına, sorunun sorun olduğuna inanılır. Danışanların kendilerini sorun olarak görme eğilimi kalktığı anda tedavide en büyük adım atılmış olacaktır.
Öyküsel terapinin nihai hedefi, geleceğe odaklanarak, danışanın sorunla sarmalanmış hikayesiyle yaşaması yerine alternatif bir hikaye yaratmasıdır. Danışan bunu başardığı anda mutlu son gelecektir.
Çözüm odaklı ve öyküsel terapiler günlük yaşam sorunlarında ve aile terapilerinde hızlı ve etkili çözümler sunarlar. Biz de Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi olarak bireysel terapi ve aile terapilerinde sosyal yapısalcılık kuramından ve çözüm odaklı kısa terapiler ile öyküsel terapiden sıklıkla yararlanıyoruz.
Aile Terapisi Antalya.
Antalya Psikoterapi Merkezi.
Antalya Psikiyatri, Muratpaşa , Antalya.