Psikanaliz ve Psikodinamik Terapi
Bir psikoterapi kuramı olarak psikanaliz, bireyin psikolojik sorunlarının içsel kaynaklarını keşfetmeye çalışır. Bu amaçla da hatıralar, rüyalar, fantezi ve duygular derinlemesine irdelenir.
Psikanalitik süreçte hastanın yaptığı serbest çağrışımlarla bireyin duygusal hassasiyet noktaları keşfedilecek, hasta terapiste gösterdiği tepkilerle sıkıntılarını iletmeye başladığında aktarımın temelleri atılacak, zaman içinde hasta yeni şekillerde tepki verme konusunda özgürleşecektir. Bu özgürleşme sırasında hasta ve terapist arasında kurulan duygusal bağın gücü, modern psikanalitik düşüncede önemli yere sahiptir.
Hasta kişisel keşfe çıkmayı başararak sorunların kaynağındaki ilişki kurma ve algılama örüntülerini gördüğünde, geçmişin izlerini şimdiki zamandan ayırmanın yollarını bulduğunda ve son olarak problemlerle başa çıkmada yeni yolları kullanabildiğinde psikoterapiden beklenen değişim gerçekleşmiş olacaktır.
Psikodinamik tedavinin çıkış amacı uzun psikanaliz sürecini kısaltmak ve basitleştirmek, temel hedef ise problemi kaynağından çözmektir. İçsel çatışmalarda kendiliğin bölümleri birbirinden habersizdir. Bir örnekle açıklayacak olursak, sınıfta başarılı olmak isteyen ama bunu bir türlü yapamayan bir çocuk düşünelim. Burada büyük olasılıkla kendiliğin bir bölümü yüksek başarıya inanırken, bir bölümü çalışmadan dolayı sorumluluğun ağırlığını hissederek öfkelenmekte ve bir bölüm diğerini sabote etmektedir. Çalışma arzusuyla dolu olup, istekle masa başına oturan çocuğun, derse başlar başlamaz 10 dakika sonra uykusunun gelmesi bundan kaynaklanmaktadır. Psikoterapist bu amaçla, kendilik için uygun eylemlerin yapılmasının önünde duran engellerin keşfedilmesini sağlamaya çalışır.
Psikanaliz ve psikodinamik terapide serbest çağrışımın önemi, problemlerin kilit noktası bulunana kadar neyin nereden çıkacağının bilinmemesidir. Bundan dolayı terapi sürecinde hızla belli problemler etrafında yapılandırmaya gitmek yerine serbest çağışım desteklenir. Serbest çağrışım için ise serbest konuşma yapılır.
Klasik psikanalistler aktarımın analizi ve araştırmacı çalışma üzerine, kendilik psikolojisine önem veren terapistler anlama yerine empati üzerine, ilişkisel terapistler hasta ve psikoterapist arasında şekillenen ilişkide neyin ifade edildiği üzerine ağırlık verseler de tüm psikanalitik yaklaşımlarda hastanın kendine ait öyküsü, acı ve potansiyel kaynağı olarak geçmişte saklı kalan bölümleriyle birlikte, tedavinin ana konusunu oluşturur.
Psikodinamik terapi, hem keşif hem de tedavi amacı taşıyan, aşama aşama ilerleyen, kişiler arası bir süreçtir.
Psikodinamik terapilerin giriş aşamasında temel prensip, hastaya bir çok soru sormak yerine hastanın hikayesini kendisinin anlatmasını beklemek olsa da hasta neden tedavi görmek istiyor? Şu anda yaşanan problemlerle ilgili ne tür tetiklemeler varlığını sürdürüyor? Danışanın ruh sağlığı ne düzeyde? Sorularının yanıtları süratle bulunmaya çalışılır. Bu arada yapılan psikolojik test ve kişilik analizleri ile hastanın bilişsel ve psikolojik sorunları kanıta dayalı olarak da tespit edilir.
Psikodinamik terapide, klasik psikanalizin aksine hasta ile terapist yüz yüze oturur vaziyettedir. (Klasik psikanalizde hasta koltuğa uzanır.) Psikanaliz genelde haftada üç ila beş kez yapılırken, psikodinamik terapi seansları haftada bir veya iki kez yapılır. Bundan dolayı psikodinamik terapi psikanalize göre daha ekonomiktir.
Psikanalitik temelli psikodinamik terapiler duygusal ve iş hayatını kapsayan yaşama problemlerinde rahatlıkla tercih edilebilir. Birçok insan iş ve özel hayatında bilinçli amaçlarla çatışan, genellenmiş davranış örüntüleri sergilerler. Bunlarda bir sebep görünmüyor gibi olsa da psikanalitik yaklaşımlarla bilinçdışı nedenleri bulunabilir. Örneğin, bir kadının hep şiddet uygulayan adamlardan hoşlanması, bir adamın sonlanacağını bile bile sürekli aynı kadın tipine aşık olarak yıllarca aradığı kadını bulamama sıkıntısı veya iş hayatında belli bir başarı yakaladıktan sonra arkasından mutlaka bir başarısızlığa uğrama gibi farklı durumlarda bilinçdışı mekanizmalar bireyin kendini sabote etmesini sağlamaktadır.
Depresyon, kaygı, yüksek stres durumlarında da psikodinamik terapi etkin bir tedavi aracıdır. Problemleri hakkında daha derin bir bakış açısı edinmek isteyen, yüksek seviyede içgörü ve kendilik bilgisi kazanmak isteyen kişilerde psikanalitik-psikodinamik yaklaşımlar çok yararlıdır.
Kişilik problemleri ve kişilik bozukluklarından kaynaklanan ruhsal problemler ve iş-aile-özel hayattaki başarısızlıklarda hastanın savunma mekanizmaları ve bunların altında yatan duyguların incelenmesini sağlayan psikanalitik terapiler ilk tedavi seçeneklerindendir.
Psikodinamik terapi çocuk ve aile terapilerinde de sıklıkla kullanılır. Bireylerin kendi kişisel geçmişlerinden getirip, bugünkü ilişkilerinde yaşattıkları birçok sorun psikanalitik yaklaşımlarla görülür ve çözülür. Melanie Klein’in ‘’yetişkinler için serbest çağrışım ne ise çocuklar için de oyun odur’’ felsefesi oyun terapilerini doğurmuş, çocuklar için etkin bir psikoterapi haline gelmiştir.
Oyun terapisinde, çocuğun oyun oynarken duygu ve düşüncelerini sansürsüzce ifade etmesinden yaralanılır. Sembolik oyun, çocukların sözle ifade ettiklerinde endişe verici olan şeyleri oyunla göstermelerini sağlar. Oyunda anne babanın kapı dışında kalması, pencereden düşmesi, anne babanın çocuk biçimine dönerek ebeveyn pozisyonunu çocuğun alması gibi birçok eylemden son derece dinamik bilgiler edinilebilmekte, bu da anne baba-çocuk ilişkisini yönlendirmemize zemin hazırlamaktadır.
Özetle insanların mantıkla izah edilemeyen, bunu nasıl yapar ya da göremez dediğimiz davranışlarını açıklama ve tedavi etme amacıyla ortaya çıkan psikanaliz, günümüzde de en önemli psikolojik-psikiyatrik kavram ve ekollerdendir. Psikanalitik özden ortaya çıkan psikodinamik terapi de hızlılığı ve pratikliği sebebiyle günümüzde çok tercih edilen bir psikoterapi yöntemi olarak psikiyatristlerce sıklıkla tercih edilmektedir.
Psikoterapi Antalya, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.
Psikoterapist ve Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan, Lara/Muratpaşa/Antalya.