İntihar, İntihar Nedenleri ve İntiharı Önleme
İnsanın kendi hayatına son vermesi olan intihar, Batı ülkelerinde ilk 10 ölüm nedeni arasındadır.
İntiharların %50 ila %90’ ında depresif bir epizod söz konusudur. İntihar eylemi depresif atağın en derin noktasında değil, çoğu kez depresyondan çıkış döneminde gerçekleştirilir.
En sık intihar nedeni depresyon olmakla birlikte, intihar eden ya da intihar teşebbüsünde bulunanların %90’ ında o sırada psikiyatrik bir bozukluk vardır, ancak bunların en az yarısına henüz tanı konmamıştır.
Günümüzde intihar oranlarının en sık görüldüğü yaş grubu 18 ila 24 yaşlar arasıdır. Kadınlar erkeklere oranla 3 kat daha fazla intihar girişiminde bulunmakla birlikte, ölümle sonlanan intiharlar erkeklerde 4 kat yüksektir. İntihar nedenleri arasında önemli yer tutan çift kutuplu duygudurum bozukluğunda ise başarılı intihar girişimi oranı kadın ve erkeklerde eşittir.
Yalnız yaşayan, ayrılmış ya da boşanmış kişilerde, sınırda kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu görülenlerde, kronik fiziksel hastalığı bulunanlarda ve 65 yaş üzerinde intihar oranları yüksektir. İntihar nedenleri arasında önemli bir yer tutan şizofrenide risk 10 kat, alkol ve madde bağımlılığında 3-4 kat yükselmektedir.
Halihazırda tamamlanmış intihar oranları çok düşük de olsa, çocuklarda da intihar oranları giderek yükselmektedir. Ebeveynlerini kaybetme, kötü muameleye maruz kalma, depresyon, antisosyal davranış ve yüksek itkisellik çocuklarda intihar nedenleri arasındadır.
15-24 yaş arasındaki ergen ve genç yetişkinlerde intihar, günümüzde en büyük sorunlardan biri haline gelmiştir. Son 40 yılda bu grupta görülen intihar oranları 4-5 kat artmıştır. Bu girişimlerin çoğunda ölüm oranı düşük de olsa kesinlikle ciddiye alınmalıdır. Tamamlanmamış intiharların yaklaşık %30’ u daha sonra eylemini ölümle bitirmektedir.
Duygudurum bozukluklarında kontrolsüz antidepresan ilaç kullanımı, davranım bozukluğu, madde kullanımı ve alkol kullanımı ergenlerde en büyük intihar nedenleri arasındadır. Doğası gereği kaygı düzeyinin yüksek olduğu ergenlik döneminde, medyadaki uygunsuz örneklerle taklit ve özenti ergenlerdeki intihar riskini arttırmaktadır.
İntiharların önlenmesinde ebeveynlere ve öğretmenlere büyük sorumluluk düşmektedir. Ergenin duygudurumunda ve davranışlarında belirgin bir değişiklik olası bir intihar girişiminin habercisi olabilir. Kişisel bakımına önem vermemeye başlayan, içine kapanan, daha önce sergilemediği tarzda itkisel ve umursamaz davranan bir ergen kendine zarar verebilir. Ölüm ya da intiharla ilgili yazı, şiir ve şarkı sözleri her zaman ciddiye alınmalıdır. Derslere olan ani ilgi yitimi ve notlarında ani bir düşüş uyarıcı işaretlerden sayılabilir. Ergen intiharlarında anne babanın beklentilerini karşılayamama, romantik bir ilişkinin yıkılması, ebeveyn ayrılığı, ebeveyn ölümü önemli intihar nedenleri arasında olup, ergen kendilik değerlerini yitirdiğinde intihar kaçınılmazdır.
İtkisel, saldırgan ve kötümser kişilik özellikleri intihar için risk kaynağıdır. Yaşamın anlamının yitirilmesi ve geleceğe dair umutsuzluk intiharı tek çıkış yolu haline getirebilir. İntihar nedenlerinde ilk sırayı alan psikiyatrik bozukluk olan majör depresyonda tabloya eklenen panik atak, ukusuzluk, sanrılar ve alkol kullanımında intihar riski çok yükselir.
İntiharlarda psikiyatristlerin ortak kanısı, kişisel stres yaşanan dönemlerde başka insanlarla birliktelik ve özdeşleşme imkanı yoksa intiharın ciddi oranda gündeme geldiğidir. Evli ve çocuk sahibi olanlarda intihar oranlarının düşüklüğü buna dayanak olarak gösterilir. Güçlü grup bağlarının bulunmadığı, belirsizlik ve sosyal düzensizliğin hüküm sürdüğü ortamlarda intiharlar sıklaşmaktadır.
İntiharla ilgili halk arasındaki en yaygın yanlış inançlardan biri, havlayan köpek ısırmaz misali hayatına son verme tehdidinde bulunanların bu eyleme girişmeyecekleridir. Tüm psikiyatrik araştırmalar bunun tersini göstermekte olup, intihar edenlerin %40’ ından fazlasının bu niyetini açıkça ifade ettğini, %30’ dan fazlasının da intihardan birkaç ay önce ölüm ve ölmekten söz ettiğini ortaya koymaktadır. İntihar niyeti çoğu kez arkadaş ya da aile üyelerine iletilir. İntihar edenlerin sadece %20’ sinin önceden bir psikiyatriste gittiği saptanmıştır.
İntihar önlenebilir mi? Bu soruya verilecek yanıt intiharı önlemenin son derece zor olduğudur. Depresyonda veya başka bir psikiyatrik bozukluk nedeniyle intihar düşüncesinde olan birinin düşünceleri sınırlı ve akıl dışı olup, yardıma ihtiyacı olduğunun bilincinde değildir.
İntiharı önlemeye çalışırken birinci öncelik potansiyel intihar eğilimi olan kişinin psikiyatrik bozukluktan kaynaklanan zihinsel bozukluğunu tedavi etmektir. Bu amaçla antidepresan, anksiyolitik ve duygudurum dengeleyici ilaçların yanısıra intihara yönelik bilişsel davranışçı terapi uygulanır. Bilişsel davranışçı terapinin daha sonraki intihar girişimlerini önlemede oldukça yararlı olduğu saptanmıştır.
İntiharı düşünen kişi psikiyatrist ya da psikolog ile görüşmek isterse, birçok vakada fiili olarak o andaki sorunlarıyla başa çıkma yeteneğini hızla kazandırmak hedeflenir.
Gelişmiş ülkelerde intiharı önleme programları çerçevesinde yüksek intihar riski taşıyan gruplarda sosyal ve kişiler arası etkinlikler düzenlenerek yalnızlık, yalıtılmışlık, sevilmeme, hayatın anlamsızlığı gibi duygularla mücadele edilmeye çalışılmaktadır. İntihara eğilimli davranışların önemli bir bölümünün dolaylı bir iletişim yolu olduğu bilinmeli, gerek ruh sağlığı uzmanları gerekse diğer bireyler intiharı önlemede üzerlerine düşen sorumluluğu almalıdır.
Psikiyatri Antalya, Antalya Psikoterapi Merkezi.
Psikiyatrist ve Psikoterapist Filiz Uluhan.