Alkol Kullanım Bozukluğu ve Alkol Bağımlılığı
İnsanlık tarihi kadar eskilere dayanan alkol kullanım bozuklukları, Hipokrat’ tan başlayarak birçok hekim tarafından tanımlanmıştır.
Alkol kullanım bozuklukları günümüzde giderek artan bir biçimde insan sağlığını tehdit etmektedir. Alkole başlama yaşı giderek küçülmekte, alkol kullananların toplumdaki oranı %70’ lere yaklaşmaktadır.
Alkole başlamanın en büyük nedeni ergenlik dönemindeki özentidir. Önceleri bir erkek hastalığı olarak görülen alkol kullanım bozukluğu giderek kadınlarda da artmakta olup, bu oran ½’ ye kadar inmiştir. Alkol bağımlılığı ise %2 oranlarını bulmuştur.
Akut alkol zehirlenmesi basit bir sarhoşluktan komaya kadar değişen bir klinik tablo oluşturabilir. Kişinin bireysel toleransı, cinsiyet, alkolle birlikte başka bir ilaç kullanıp kullanılmadığı, açlık-tokluk gibi faktörler alkolün etkilerini azaltır ya da çoğaltırlar.
Akut alkol zehirlenmesinde ilk önce duygulanım değişiklikleri, bilişsel işlevlerde bozulma ve koordinasyon güçlüğü ortaya çıkar. İlerleyen dönemde serebellar fonksiyonların bozulmasına bağlı çift görme, dengesizlik, konuşma bozukluğu, nistagmus gibi belirtilerin yanısıra dikkat, bellek ve yargılama bozukluğu, saldırgan ve dürtüsel davranışlar görülür. Tansiyon düşmesi ve vücut ısısında yükselmeyi takiben alkol koması gelişebilir.
Limitinden fazla alkol alan kişiler alkollü iken neler yaptıklarını hatırlamazlar. Bu durum yakın bellekteki bozulmaya bağlıdır.
Bazı kişilerde ise alkol sedasyon yapmak yerine eksitasyona yol açar. Bu kişilerde çok az alkol bile ağır sarhoşluk belirtilerine neden olabilir. İdiyosenkratik intoksikasyon (patolojik zehirlenme) olarak isimlendirilen bu durum kafa travması, epilepsi, ensefalit öyküsü olanlarda ve yüksek anksiyeteli kişilerde görülür.
Psikiyatriyi ilgilendiren kısım alkolün neden olduğu ruhsal sorunlar ve alkol bağımlılığı tedavisidir.
Bağımlılık sendromu tarifleri yakın zamanlar içimde yapılmış olup, çeşitli bağımlılık türleri arasında ilk tanımlanan alkol bağımlılığıdır.
Aşağıdaki kriterleri karşılıyorsanız size alkol bağımlısı diyebiliriz.
- Alkol içmek için güçlü bir istek duyuyorsanız.
- Alkol alım zamanı, miktarını, kullanım süresini ayarlayamıyor ve birçok kez başarısızlıkla sonuçlanan alkol bırakma girişimleriniz olduysa.
- Alkolü azalttığınız ya da bıraktığınızda yoksunluk belirtileri yaşıyorsanız.
- Alkol ile elde ettiğiniz iyilik hali için giderek artan dozlara ihtiyaç duyuyorsanız.
- Alkole ayırdığınız zaman ve çaba, diğer uğraşılarınızın önüne geçmeye başladıysa.
- Alkolün fiziksel, ruhsal, sosyal zararlarını görmeye başlamanıza rağmen alkol kullanımını sürdürüyorsanız, alkol bağımlısı olduğunuzu söyleyebiliriz.
Alkol bağımlılığı süreci sinsi seyreder. Önce çeşitli nedenlerle, keyif almaya yönelik az miktarda alkol alınır. Zaman içinde bilinçli ya da bilinçdışı olarak alkol alınabilecek ortam veya sosyal çevre oluşturulur. Bir süre sonra alkol almaya ayırdığınız zaman iş, aile, okul, sosyal aktiviteler için ayrılan zamanın üzerine çıkar. Aynı rahatlamayı, aynı keyfi almak için farkında olmadan aldığınız alkol miktarını arttırırsınız. Artık tolerans gelişmeye başlamıştır. Çoğu bağımlı sürekli aynı tür içkiyi tüketir. (Bira, rakı, votka gibi). Bir süre sonrada alkol almadığınızda ya da alkolü azalttığınızda rahatsızlık hissedersiniz. Yani yoksunluk belirtileri yaşarsınız. Yoksunluk belirtilerini gidermek için alkol alırsınız. Artık alkol bağımlısı ve alkol bağımlılığının kısır döngüsündesiniz.
Alkol kullanımında sosyal içicilik dediğimiz bir kavram vardır. Alkol kullanımı neticesi hiçbir ruhsal ya da sosyal sorun yaşamıyor, alkolü kestiğinizde hiçbir rahatsızlık duymuyorsanız size sosyal içici diyebiliriz.
Alkol kullanım bozuklukları ve alkol bağımlılığının kişilik bozuklukları, davranım bozuklukları ve DEHB ile birlikte olması dikkat çekicidir.
Toplumsal kabul ve yaygın kullanım, ulaşılabilme kolaylığı ve özellikle ergenlerde akran grubunun alkol kullanımı, alkolle tanışmayı ve bağımlılık riskini arttırmaktadır.
Psikanalitik ekolcü psikiyatristler, alkolün katı ve cezalandırıcı süperegonun kişideki stresi azalttığını, kişilerin bu nedenle alkol aldıklarını ileri sürerler.
Alkol birçok hasta tarafından anksiyete, depresyon ve psikozun etkilerini hafiflettiği maksadıyla da kullanılmaktadır.
Alkolün yoksunluk belirtileri terleme, halsizlik, çarpıntı, tansiyon değişiklikleri, bulantı, kusma, iştahsızlık, el, dil ve göz kapaklarında titreme, baş ağrısı, kol ve bacaklarda kasılma, sıkıntı, huzursuzluk, uyku bozukluğu, kabuslar gibi otonom, nörolojik ve ruhsal belirtileri içerir.
Deliryum tremens, amnezik bozukluk (Wernicke-Korsakoff Sendromu), alkolik halüsinozis, alkol paranoyası gibi hastalıklar kronik alkol kullanımının getirdiği en ciddi nörolojik ve psikiyatrik bozukluklardır.
Alkol kullanım bozukluğu bazı psikiyatrik hastalıklarda birlikte bulunabilir. Depresyon ve alkol bağımlılığının birliktelik oranı %35’tir. Depresyon , alkol kullanım bozukluğuna bağlı sekonder olarak görülebildiği gibi saf, unipolar ya da bipolar depresyon alkol kullanımını tetikleyebilir. Alkol bağımlılığı ile depresyonun birlikte olduğu durumlarda intihar riski yüksektir.
Alkol kullanım bozukluğu ile birlikte bulunan psikiyatrik hastalıklardan biri de anksiyete bozukluklarıdır. Panik bozukluk ve sosyal fobinin alkol bağımlılığı ile birlikteliği %20-50’ dir. Bu hastalarda intihar riski yüksektir.
En önemli psikiyatrik hastalıklardan olan şizofrenide ise alkol bağımlılığı oranı %35’ tir.
Sigara bağımlılığı, esrar, kokain, eroin benzeri madde kullanım bozuklukları, sınır ve antisosyal kişilik bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi psikiyatrik rahatsızlıklar da sıklıkla alkol kullanım bozukluğu ile birliktedir.
Alkol bağımlılığı tedavisinde ilk olarak alkolü kesme tedavisi yapılır. Temel amaç alkolün kesilmesine bağlı gelişecek alkol yoksunluk belirtilerini tedavi etmektir. Bu arada içme ve içki arama başlamasını bloke eden ilaçlar da kullanılır. Antidepresanlar, anksiyolitikler ve antipsikotikler vakaya göre kullanılacaktır. Lityum, karbamazepin, valproat, gabapentin, topiramat, baklofen, disülfiram alkol bağımlılığı tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır.
Alkol bağımlılığı tedavisinde son ve en önemli kısım ise rehabilitasyon ve nüksü önlemedir. Bu amaçla bireysel terapi, grup terapisi, aile terapisi uygulanır. Davranışçı yöntemler alkol bağımlılığı tedavisinde önemli yer tutar.
Gerek madde kullanım bozuklukları tedavisi, gerekse alkol bağımlılığı tedavisinde Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezimiz uzman bir kuruluştur. Alkol bağımlılığı tedavisinde Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezini tercih edebilirsiniz.
Alkol Bağımlılığı Tedavisi Antalya.
Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Tedavisi Antalya.
Antalya Psikiyatri, Antalya Psikoterapi.