Kişilik Yapıları
Kişinin kendine özgü ayrılıkları, öz yapısına uygun nitelikleri, insani tutum, alışkanlık ve davranış özellikleri kişilik olarak tanımlanabilir.
Psikiyatri ve psikoterapide ise kişilik yapısı ruhsal bir aygıt olarak ele alınır. Kişiye spesifik benlik ve üstbenlik, spesifik çatışma ve spesifik savunmalar bir bütünlük içinde çalışır ve bir uyumu hedefler. Bu ruhsal bütünlük kişilik yapısıdır. Değişkenlik ve karışıklığa karşın süreklilik ve kalıcılık kişilik yapısının temelini oluşturur.
Ruhsal ögeler uyumlu olmadığında, çatışmalarda çözümsüzlük ve süperegonun yargılarında ölçüsüzlük görüldüğünde kişilik bozuklukları gelişir.
Kişilik ilk altı yaşta şekillenir ve bundan sonra köklü değişiklikler geçirmez.
Psikiyatrik tedavi ve psikoterapilerde kişilik yapısı temelden değiştirilemez. Yapılan kişilik yapısının temel taşları arasındaki uyumsuzluğu gidermek, çatışmaları çözmek ve süperegonun aşırı yargılarını yumuşatmaktır.
Bir kişilik yapısının tüm özelliklerini saf biçimde bir kişide görmek imkansız gibidir. Çoğu kez başka kişilik yapıları da bireyin duygu ve davranışlarına belli oranlarda yansır.
Depresif Kişilik Yapısı:
Depresif kişilik yapısı ile depresyon aynı şey değildir. Depresyon çökkünlük, isteksizlik, umutsuzluk, karamsarlık, karar vermede güçlük ve suçluluk duyguları ile karakterize bir hastalıktır.
Depresif kişilik yapısının gelişiminde kritik dönem temel güven duygusunun geliştiği oral dönemdir. Bu dönemdeki saplantılar, engellemeler ve çözülmemiş çatışmalar depresif kişilik yapısı gelişimine sebep olabilirler.
Depresif kişilik yapısında üstbenlik sert, aşırı yasaklayıcı, cezalandırıcı ve yargılayıcıdır. Bu özellikler saplantılı zorlantılı kişilik yapısında da aynıdır. Sınırlama, engelleme, cezalandırma ve yargılama şiddetlidir. Beslenme, doyum ve haz alma, umutlanma, bencillik ve yaşama isteğine kuvvetli baskı vardır. Aynı baskı saplantılı zorlantılı kişilik yapısında düzensizlik, pislik, tutumsuzluk, haksızlık, kontrolsüzlük üzerinedir.
Depresif kişilik yapısında kendine acındırma önemli bir özelliktir. ''Senin bu halin, bu dikkatsizliğin beni çok üzüyor, bir gün beni öldüreceksin'' yaklaşımını buna örnek gösterebiliriz.
Depresif kişilik yapısında kişiler kendilerini değersiz ve küçük görür, başkalarına kendini kolayca sömürtür, başkaları için fedakarca kendini harcar. Bunu bazen baskı aracı olarak kullanır. ''Ben kendimi sizlere adadım, sizler için yaşadım'' söylemleri depresif kişilik yapısına özgü olup, karşı tarafta kaygı, suçluluk ve sorumluluk uyandırmayı da amaçlar. Böylelikle çevreyi baskı altına alır, yakınlarının davranışlarını kontrol eder. Baskı, aslında edilgen saldırganlıklarının sonucudur.
Depresif kişilik yapısındakiler yakınlık kurma istekleri ve ilişkilerde sınır koyma güçlükleriyle de dikkat çekerler. Diğer insanlara kolayca ve safça inanır, kuşkudan arınmış bir güvenle kendilerini teslim ederler. Temel güven duygularındaki eksiklik bunun ana nedenidir. Bunun ardından da ''benim güvenimi sarstılar, beni hayal kırıklığına uğrattılar, bunu ondan hiç beklemezdim, kimseye güvenmemek lazım'' yakınmaları sıklıkla duyulur.
Depresif kişilik yapısında güçlü ve büyük olarak görülen kişiye karşı her türlü özveride bulunulur, onunla yakın ilişkide kalmak için onu hoşnut etmeye çalışılır. Amaç dolaylı yolla sevgi, sıcaklık, yakınlık ve korunma elde etmektir.
Depresif kişilik yapısındakiler diğerlerinin başarısı, hoşnutluk ve mutlulukları için ellerinden geleni yaparlar. Kendileri hiç önemli değilmiş gibi davransalar da aslında kendilerini düşündükleri gerçeği söz konusudur. Bencilliklerinin farkına varamazlar. Amaç yakınlarını bağımlı kılmaktır. Başkalarının bağımlılığı onları yalnızlık korkusundan kurtarır. Elbette bunlar bilinçdışı yapılmaktadır.
Depresif kişiliğe sahip bireylerde ilişklerde alma verme ön plandadır. Kişinin değeri ona verilenlere bağlıdır. Bu kişilerde ''bana değer vermiyorlar'' yakınmasını sıklıkla işitebilirsiniz. Bu ''benim değerim yok'' anlamındadır.
Depresif kişilik yapısında umutsuzluk, karamsarlık ve yaşama karşı genel isteksizlik egemendir. Yaşam, çevre ve doğanın güzellikleri görülemez.
Depresif kişilik yapısı özellikleri belli düzeyde kaldığında empati yeteneği güçlü, başkalarını kolay anlayabilen, bunalımlı ve acılı günlerin en iyi yoldaş ve sırdaşı olan, uyum, birliktelik ve sevgiye dayalı ilişkiler kuran insanlar ortaya çıkar. Bu kişilerin güçlü ve olumlu yanları bunlardır.
Depresif kişiliğe sahip bireylerin en sık kullandığı özgül savunmalar içe atım ve saldırganlığın kendine yöneltilmesidir.
Saplantılı Zorlantılı (Obsesif Kompülsif) Kişilik Yapısı:
Obsesif kompülsif kişilik yapısı anal dönem sorunlarının eseridir. Musluğu, elektriği açık bırakmaktan kaygılanıp birkaç kez kontrol etmek, eşik ya da döşeme çizgilerine basmaktan kaçınmak, eski eşyaları atmaya kıyamayıp biriktirmek, söylenen ya da yazılanlara karşıt tutum almayı alışkanlık yapmak, zıtlık peşinde olmak bu kişilik yapısının temel özelliklerindendir. Bu davranışlar aşırılaşarak ilişkileri bozacak boyuta gelir, kişiye işkence edecek nitelik kazanırsa artık kişilik yapısı değil, saplantı zorlantı nevrozu haline gelmiş demektir.
Saplantılı zorlantılı kişilik yapısında anal yani özerklik dönemindeki çatışma ve engellemelerin rolü vardır. Bu dönemdeki düzen/düzensizlik, temizlik/pislik, bağımlılık/bağımsızlık ikilemleri erişkin yaşama aktarılmıştır.
Ne kadar istesem de bir düzen tutturamıyorum, param çok da olsa kolay harcayamıyorum yakınmalarını bu kişilik yapısına sahip bireylerde sıklıkla duyabilirsiniz. Bu bireyler düşüncelerini, inançlarını güçlü biçimde savunamazlar, haklarını aramaktan kolayca vazgeçerler. İşi ağırdan alan, ayrıntılara boğulan, iki işi birarada yapamayan insanlarda saplantılı zorlantılı kişilik yapısı hakimdir.
Bu kişilerin çok baskın, aşırı cezalandırıcı ve kısıtlayıcı bir süperegoları vardır. Temizlik, düzen, hak ve doğrulukla ilgili katı değerlere sahiptirler. Kendilerini acımasızca yargılarlar.
Saplantılı zorlantılı kişilik yapısı için Freud'un aşırı temizlik, aşırı düzen ve aşırı tutuculuk triadını söyleyebiliriz. Freud'a göre bunun altında pislik, düzensizlik, hata ve haksızlık yapma korkuları ve elde olanı yitirme kaygıları vardır.
Obsesif kompülsif (saplantılı zorlantılı) kişilik yapısındakiler planlı ve hesaplıdırlar. Kurallara ve ilkelere ödünsüz bağlıdırlar. Davranışlarında bazen kararsızlık görülebilir. İşi uzatma, ayrıntılara boğulma, ağırdan alma, kılı kırk yarma nedeniyle çalışmaları aksayabilir.
Bu kişilik yapısında bireyler yenilgiye katlanamazlar. Girdikleri tartışmalarda, yaptıkları işlerde, oyunlarda, ilişkilerde hep galip gelmek, üstte olmak isterler. Yenilgi ya da alttan alma onlar için güç ve prestij kaybı anlamındadır. Yüzeydeki uysallığın ardında büyük bir kontrol eğilimi bulunur.
Saplantılı zorlantılı kişilik yapısı iyi yönde evrildiğinde kişiler arası ilişkileri sağlamlaştıran, güven aşılayan, inancı pekiştiren bir görünüm kazanılır. Sorumluluk bilinci yüksek, yolundan sapmadan kararlılıkla yürüyen, ele aldığı işi en iyi biçimde bitiren, verdiği sözü tutan, güvenilir bir yardımcı, iyi bir arkadaş nitelikleri bu bireylerde göze çarpar. İnatçılık ve ayrıntılara dikkat de birçok durumda işe yarar. Haksızlık yapmayan, işleri düzenli ve eksiksiz yürüten kurum amirleri, müdür gibi yöneticilerde saplantılı zorlantılı kişilik yapısı çoğu kez hakimdir.
Saplantılı zorlantılı kişilik yapısında özgül savunmalar belirgin biçimde kullanılır. Bunlar karşıt tepki kurma, yalıtma, yapma bozma ve aklileştirmedir.
Histerik Kişilik Yapısı:
Histeri terimi toplumda genel olarak olumsuz çağrışımlar yapar. Şımarık, şıpsevdi, ne istediğini bilmeyen, güvenilmez, aşırılıklara ve uçlara kayan, çelişkili davranan, yapmacık, isteklerinde tutturucu, cinsellik düşkünü kişiler kolaylıkla histerik damgası yerler.
Belirtilerin bir amaca hizmet ettiği, bayılma, felç, dil tutulması, uyuşma, sağırlık, körlük, baş ve vücut ağrıları gibi belirtilerle ortay çıkan tablo ise histerik nevrozdur. Histerik nevrozun, histerik kişilik yapısı zemininde görülmesi ise oldukça sıktır. Bu kişiler toplum tarafından aldatıcı, şaşırtıcı, yapay ve amaçlı davranan olarak görülürler. Nevroz ile kişilik yapısını ayırmak önyargılardan dolayı güç olabilir.
Histerik kişilik yapısında canlılık, ortamı bir anda cümbüşe çevirebilme özelliği, davranışlarda bir yapmacıklık hali, gülmeyle ağlama arasında gidip gelmeler dikkat çekici olabilir.
Ruhsal ve toplumsal gelişim kuralına göre histerik kişilik yapısında fallik ve girişim dönemi çatışmalarının egemenliği söz konusudur. Özellikle Ödipus kompleksi düzgün çözülmemiştir. Ödipal kompleksin çözülmemiş olması aynı cinsle rekabeti engelleyicidir. Bundan dolayı histerik yapıdaki kadınlar en iyi erkeklerle anlaştıklarını, en iyi dostlarının erkekler olduklarını, kadınlarla geçinemediklerini söylerler.
Histerik kişilik yapısında üstbenlik aşırı bağışlayıcı ve hoşgörülüdür. Yapılan yanlışlar görmezden gelinir, dikkate alınmaz, olmamış gibi çevreye yansıtılır. Verilen bir sözü tutmamak, borcuna sadık olmamak, randevusuna gitmemek veya gecikmek, önemli bir işi unutmak bunların eseridir. Yalan söylemeye eğilim vardır, ancak çoğu zararsız yalanlardır.
Histerik kişilik yapısında bireyler oldukça hareketli, kendini gösterme ve ilgi peşindedirler. Rol yapma eğilimindedirler. Olaylara hoş yanından yaklaşır, acıları görmezden gelirler. Baştan çıkartıcı, ayartıcı davranışlar sergileyebilirler. Yaşlanma, ölüm gibi konulardan hiç hoşlanmazlar. Ağlamadan gülmeye, gülmeden ağlamaya bir anda geçebilirler. Çocuksu davranışlar gösterirler. Çabuk öfkelenir, kısa sürede hiçbir şey olmamış gibi sakinleşirler. Güzelin, genç ve yeni olanın peşinde koşma dürtüleri vardır.
Konversiyon ve yadsıma bu kişilik yapısında yaygın kullanılan savunma düzenekleridir.
Şizoid Kişilik Yapısı:
Şizoid kişilik yapısındakiler gizemli davranışlarıyla çevrenin ilgisini çeken, çoğu kez yalnız yaşamayı tercih eden, çevre tarafından tuhaf, garip, acayip olarak nitelenen insanlardır.
Bu bireylere kolay yaklaşamaz, onun yakını ya da arkadaşı olamazsınız. Nasıl biri olduklarını tespit etmek çok zordur. Başkaları ile aralarına mesafe koymakta çok başarılıdırlar. Konulara ve olaylara düşünsel yaklaşımları tipiktir. Okuyup öğrenerek, bilgi ve düşünce örüntüleriyle tüm sorunları çözme eğilimindedirler. Duygulara ağırlık vermek onlar için bir zayıflık göstergesidir. Korkmak, üzülmek, ağlamak gibi duygusal eylemlerden olabildiğince kaçarlar.
Şizoid kişilik yapısında yakınlık tehlikeli olarak görülür. Her şeyden önce uzaklık ve yalnızlığı tercih ederler. Yakınlaştıkları ölçüde çok önem verdikleri bağımsızlıkları kısıtlanacak, bunu korumakta zorlanacak, zarar görme ve incinme olasılıkları artacaktır. Bu yüzden başkalarıyla aralarına mesafe koyar, uzak ve soğuk dururlar.
Bu kişilik yapısında oral dönemin başındaki çatışmalar çoğu kez rol oynar. Oral dönemin başlangıcında çocuk çevreyi duygusal olarak algılar. Bu dönemde oluşan çatışmalar çevrenin saldırgan, zarar verici ve yıkıcı görülmesine neden olur. Yıkan, saldıran ve tehlikeli nesne tasarımları benliği sarar.
Psikoterapist ve Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.
Kişilik Özellikleri, Kişilik Yapıları, Kişilik Bozuklukları Tanı ve Tedavisi.