Değersizlik Duygusu
Değersizlik duygusu, kişinin kendisini önemsiz, değersiz, işe yaramayan ve varlığının bir değeri yokmuş gibi kendini değerli hissedememe durumudur. Amerikalı Psikolog Nathaniel Branden, öz değer kavramını iki boyut olarak açıklamıştır. Birincisi, kişinin kendisini yaşama uygun görmesi (feeling appropriate to life) ikincisi ise, mutlu bir yaşam için kendi aklının ve becerilerinin yeterli olduğuna güvenmesidir(efficacy). Değersiz hisseden bir kişi kendi potansiyel gücüne inanmadığı için olumlu yanlarının farkında değildir. Kendine güvenemeyen ve kendinin her konuda yetersiz olduğunu düşünen bir birey sürekli kaygı halindedir. Bu kaygı durumu kişinin yaşam enerjisini azalmasına ve kendilikle ilgili olumsuz düşünce ve inanç kalıplarına sahip olmasına yol açar.Değersiz hisseden bir kişi kendini diğer insanlardan aşağıda görür. Hayattan bir beklentisi yokmuş gibi hisseder. Kendini başarısız, yetersiz ve kusurlu olarak görür. Kendisiyle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olması toplum içerisinde kendini rahatsız hissetmesine yol açar. Bu durum, kişinin yaşam kalitesinin düşmesine neden olur. Kişinin sürekli değersiz hissetmesi depresyon vb. gibi psikolojik problemleri ortaya çıkarır.
Değersizlik duygusuna neden olan etkenler bireysel farklılıktan ötürü değişkenlik gösterir. Aile yapısı, yetiştirilme tarzı, sosyal yaşantı ve yaşanılan negatif durumlar değersizlik duygusunun gelişmesinde rol oynamaktadır. Depresyon, anksiyete, kişilik bozuklukları ve şizofreni gibi psikolojik sorunlarla birlikte değersizlik duyguları yoğun yaşanır. Bunun yanı sıra çocukluk travmaları, kişinin ilerleyen yaşantısında kalıcı izler bırakabilir. İhmal, istismar ve taciz gibi kötü davranışlar değersizlik duygularının oluşmasına neden olur.
Ayrıca çocukluk döneminde ebeveynleri veya bakım verenleri tarafından sık eleştirilen çocuklar değersizlik duygusunu yetişkinlik dönemine taşıyabilir. Aşağılanma ya da başkaları tarafından eleştiriye maruz kalma durumu gibi olumsuz deneyimler değersizlik hissi oluşturur.
Yaşanılan olumsuz özellikleri kendine atfetmeye eğimli olan kişilerde değersizlik hissi yoğun yaşanır. Bununla beraber depresyon semptomlarının da gözlenme olasılığı yüksektir. Utanç, suçluluk, umutsuzluk ve değersizlik hissi depresyon gibi duygu durum bozukluklarında yoğun yaşanır. Stresle baş edememek, kişinin kendiyle ilgili algısında bozulmalara neden olabilir.
Değersizlik duygusuna neden olan bir diğer etken de fiziksel rahatsızlıklardır. Özellikle yürüyememek, tek başına kendi işlerini yapamamak gibi ciddi rahatsızlıklar kişinin kendini değersiz ve yetersiz algılamasına yol açar.
Romantik ilişkilerde yaşanan reddedilme durumunda da değersizlik duygusu yoğun hissedilir. Eşlerden birisi sözleriyle, beden diliyle, ses tonuyla ya da bazen tepkisizliğiyle partnerine kendini değersiz hissettiren davranışlarda bulunabilir. Aslında bu mesajların ortak noktası seni onaylamıyorum ya da seni takdir etmiyorum demektir. Partnerinin ilgi ve beklentisini alamayan tarafın özgüveni zedelenir ve kendini değersiz hissetmeye başlar. Duygusal şiddet, fiziksel şiddet, gaslighting gibi sizi onaylamayan suçlayıcı ifadeler içeren davranışlar ilişkide kendinizi değersiz hissetmenizi tetikleyen durumlardır.
Değersizlik hissi her bireyde farklı şekilde ortaya çıkar. Kendini değersiz hisseden kişi kendisiyle ilgili sürekli olumsuz düşünmek, mutsuzluk, umutsuzluk, duygusal ifade azlığı, sık ağlamak, sosyal ortamlardan uzaklaşmak, kendine yönelik olumlu düşünce ve sözleri reddetmek ve intihar etmek gibi davranışlar sergileyebilir. Hissedilen değersizlik duygusu da gelişimin bir parçasıdır. Hayatta hissedilen negatif duygulardan kaçmak, onları yok saymak büyük bir yanılgıdır. Olumsuz duygular da olumlu duygular kadar sağlıklıdır. Hayatın içerisindeki olumlu ve olumsuz tüm yönleri kabul edebilmek hatta zorluklarla birlikte hayatın içinde sorumluluk alarak kendinize hak ettiğiniz değeri vermenin bazı yolları vardır. Yeterince destek ve çalışmayla yaşadığınız değersizlik duygusunu olumlu duygulara dönüştürebilirsiniz.
Psikolog Funda Buharalı.