Sağlıklı ve Mutlu Bir İlişki İçin Öneriler
Sağlıklı ve mutlu bir ilişki mi psikolojik sağlığınızı olumlu yönde etkiliyor yoksa psikolojik iyi oluş hali mi daha sağlıklı romantik ilişkileri getiriyor? Bu yazımızda sağlıklı ilişki nedir, ne değildir? Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin en temel özelliklerini detaylı bir şekilde açıklayacağız.
Sağlıklı ve iyi giden bir ilişkinin insanların psikolojik ve fizyolojik sağlığı üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Aslında yapılan araştırmalarda sağlıklı ilişkilerin kişinin psikolojik sağlığı üzerinde olumlu bir etkisi olduğu yönündedir. Aynı zamanda bireylerin psikolojik sağlığı da romantik ilişkilerin kalitesini etkilemektedir. Psikolojik anlamda kendini geliştirmeye çalışan bireyler ilişkilerinde olumlu değişimler yaratabilmektedir. Yani psikolojik iyi oluş hali romantik ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalar çift yönlü bir etkileşim olduğunu öne sürmektedir.
İlişkilerin Olmazsa Olmazı Sevgi - Saygı.
Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin en temel özelliklerinden birisi hiç şüphesiz koşulsuz sevginin var olduğu bir ilişkidir. İlişkide koşulsuz sevgi karşıdaki kişiyi olduğu gibi kabul edebilmek ve beklentisiz yaşamakla gelişmektedir. Güçlü ve sağlıklı bir ilişki çiftlerin öz saygısını ve öz yeterliliğini artıran, bireylerin sosyal bütünleşme ve destek ihtiyaçlarını karşılayan bir ilişkidir. Duygu ve düşüncelerin rahatça paylaşılabildiği, duygusal anlamda tatmin edici, samimi, güven veren, fikirlerin uygun yollarla karşı tarafa aktarıldığı ve güçlü iletişim becerilerinin kullanıldığı bir birliktelik vardır.
Sağlıklı bir ilişkideki en temel özelliklerinden ilki sevgi diğeri saygıdır. İlişkilerin olmazsa olmazı olan saygı; kişinin bir başkasına karşı dikkatli, özenli ve ölçülü davranmasını sağlayan, diğerleriyle arasındaki sınırı bilmesi, o sınırı aşmamasıdır. Saygının olmadığı ilişkiler kırıcı ve yıpratıcıdır. Saygı ilişkide çok önemli bir yere sahiptir. Partnerinizi değiştirmeye çalışmadan, sınırlarına ve kişiliğine saygı duymak ilişkinizin sağlıklı bir şekilde devam etmesine yardımcı olacaktır.
Güven.
Çiftlerin birbirine güven duyması ilişkinin başlaması, devam edebilmesi ve ilişkinin sağlam bir şekilde ayakta durabilmesi için en önemli kavramlardan biridir. Birbirine güvenen çiftler, partnerinin hayallerini destekler, takdir eder. Üzerine düşen görev ve sorumlulukları alır. Çiftlerden birisinin hata ve yanlışı karşısında gereken hoşgörü ve desteği sunarak birlikte çözüm yolu üretebilir. Güven bağının güçlü olduğu ilişkiler sağlıklı ve yapıcı bir şekilde devam eder.
İlişkide güven problemleri kıskançlık, güvenme korkusu, kendine güvenmemek ve doğrudan çok yanlışa odaklanmak gibi zihni sürekli meşgul eden olumsuz düşüncelerle ortaya çıkar. İlişkide güven problemleri olumsuz çocukluk deneyimleri, travmalar, özgüven sorunları ve partnerin ilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.
İlişkide Kişisel Sınırların Önemi:
İlişkide kişisel sınırları oluşturmak, partnerinizin kişiliğine, değerlerine, özgürlüğüne ve ihtiyaçlarına saygı duymayı ifade eder. Oluşturulan sınırlar ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için önemlidir. Her ilişki ve partnerin ihtiyaçlarına göre kişisel sınırlar farklılık gösterebilir. Örneğin; her çiftin birbirleriyle bilgi paylaşımı aynı değildir. Bazı kişiler gizliliği önemsiyor olabilir. Cep telefonu, sosyal medya şifre paylaşımı ve geçmişle ilgili ayrıntılar konusunda çiftlerin ortak paydada buluşmaları önemlidir. Bu tür konularda çiftlerin birlikte ortak karara varmaları ilişkilerini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmeleri için gereklidir. Sadakat, güven ve saygı gibi konularda çiftler birbirlerinden beklentilerini açıkça ifade ederek sınırları oluşturma konusunda karar alabilir. Çiftlerin hem birlikte kaliteli zaman geçirebilmeleri hem de partnerinin özgürlüğüne müdahale etmeden yalnız geçirebileceği zamanları dengeli bir şekilde planlanması ilişkideki sınırlar için gereklidir. Evli çiftlerde ev işlerinin planlanması, ebeveyn olarak sahip olunan sorumlulukların yerine getirilmesi gibi detaylar ev ve aile yaşamına yönelik kişisel sınırları oluşturmaktadır.
Aşkı Canlı Tutmak:
Yeni bir ilişkiye adım atılması, yeni birisini tanımaya çalışmak, partnerinizle bir araya gelmek heyecanlı ve tutku doludur. Aşkın yeni başladığı o ilk evrede beyinde hormonal birtakım değişimler gözlenir. Oksitosin, dopamin ve vazospressin hormonlarında artış görülür. Fakat zamanla aşkın hormonal dönemi bittikten sonra ilişkinin devam etmesini sağlayan “bağlılık duygusudur”. Bu nedenle aşkı canlı tutmak ve tazelemek ilişkilerin sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam edebilmesi için büyük önem taşır. Partnerinize yaratacağınız özel zamanlar, sürprizler, tatil kaçamakları ve rutinlerin dışına çıkmak aşkı canlı tutabilmek için küçük önerilerdir.
Cinsellik:
Cinsellik aşkın en iyi aktarımlarından biridir. İlişkinin mutluluk kaynağıdır. Bu nedenle cinsellik, bir ilişkinin temelinin sağlamlaşması için gereklidir. Kadın ve erkek arasında paylaşılan özel bir an olduğu için çiftlerin birbirlerine istek ve düşüncelerini açık ve samimi bir şekilde dile getirebilmesi önemlidir. İlişkinin güven, saygı ve tatmin verici bir şekilde devam edebilmesi için çiftlerin kendi cinsel sınırlarını oluşturması ve karşılıklı olarak bunun farkında olması gerekir. Cinsel uyumu sağlayabilmenin en güzel yolu bu konuda açık bir şekilde partnerinizle konuşabilmektir.
İletişim İpuçları:
Romantik ilişkilerde beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı doğrudan, açık ve dürüst bir iletişim biçimi kullanarak iletebilmek çok önemlidir. Bazı bireyler bunu kolaylıkla yapabiliyorken, bazıları ise zorlanmaktadır. Her ilişkinin dinamiği çok farklıdır. Bazıları konuşarak, bazıları dokunarak, bazıları ise duygularını dışa vurarak iletişim kurmayı tercih etmektedir. Herkesin ilişkide ihtiyaçları farklı ve bunu ifade etme biçimi de kendine özgüdür. Çiftler arasında gelişen anlaşmazlıkların çoğu hatalı iletişimden kaynaklanmaktadır. Doğru dili kullanmak, empati kurabilmek, partnerinizin ihtiyaçlarını keşfetmek ve tüm bunları karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesi içinde sağlayabilmek sağlıklı ilişkilerin yapı taşını oluşturmaktadır.
İlişkilerdeki en temel iletişim becerisi dinlemedir. Aktif dinleme partnerinize olan ilgi ve merakı doğrudan aktarabilmektir. Bütün pozitif ilişkiler karşılıklı iki tarafın birbirini dinlemesiyle gelişmektedir. İlişkilerde çoğu zaman kendi haklılığını kanıtlama çabası ya da partneriniz konuşuyorken başka şeylerle ilgili olmak gibi davranışlar sağlıklı iletişim kurmayı engellemektedir. Bu nedenle beden dilinizin, göz temasınızın, jest ve mimiklerinizin sözlü iletişiminizle tutarlı olması gerekir. Özellikle çatışma ve anlaşmazlık durumlarında iletişim becerilerini doğru biçimde kullanarak iletişim hatalarınızın farkında olmak, kullandığınız dile dikkat etmek ve sorunlara yapıcı bir dille yaklaşım sağlamak sağlıklı ve mutlu ilişkiler için büyük önem taşır.
Psikolog Funda Buharalı, Aile, Evlilik ve Çift Terapisi Antalya.