Aile Sistemleri Terapisi
Aile terapisinde önemli bir ekol olan aile sistemleri terapisi Murray Bowen’ ın teorisine dayanır. Bowen insan ilişkilerini bireysellik ve birliktelik gibi iki zıt kutbun yönettiğini söyler.
Bowen’ ın kuramına göre, ego gücü gelişmemiş yani benliği farklılaşmamış insanlar duygusal tepkilere çok açıktır. Bu kişiler başkalarına ya kolayca boyun eğerler ya da hemen karşı tepki verirler. Kaygı yaratan durumlarda özerkliklerini korumak onlar için çok zordur.
Benliği farklılaşmamış bireylerin ikili ilişkilerinde çoğu kez akrabalar, arkadaşlar, hatta anılar gibi üçüncü bir tarafın gölgesi hâkimdir. Bu çiftler bir sorun yaşadıklarında ya da stres altına girdiklerinde, ya aşırı duygusal yakınlık ihtiyacı duyarlar ya da aralarına büyük mesafe koyarlar.
Aile sistemleri terapisinde, en uygun aile gelişiminin bireylerin farklılaşmış, kaygı düzeylerinin düşük ve çiftlerin kendi aileleriyle duygusal bağlantısının iyi olduğu durumda gerçekleşeceği düşünülür. Bireysel farklılaşmasını sağlayamamış eşlerin arasındaki duygusal bağlanma, geldikleri ailelerdeki bağlara benzemeye başlar. Özerk benlik geliştirememiş bireylerin evliliklerinin sorunlu olması beklenen bir durumdur.
Ailenin oluşumunda ve çiftlerin yakın ilişkilerinin kurulmasında, eşlerin öncelikle ebeveynleri ve arkadaşlarıyla olan duygusal bağlanmalarını kendi ilişkilerine kaydırmaları gerekir. Boşanmayla sonuçlanan bir evlilikte de boşanan çiftlerin öncelikli görevi anne-babalık işbirliğini sürdürmeleridir.
Bowen’ ın aile sistemleri terapisinde bireyleri değiştirmek, sorunları çözmekle uğraşılmaz. Bireylerin kendilerini ve ilişkilerini sorgulayarak ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmaları ve kendi sorunlarının sorumluluğunu üstlenmeleri hedeflenir. Aile terapistinin buradaki rolü, aile üyelerinin birbirini suçlamalarının ötesine geçip, sorunlardaki bireysel rollerini keşfetmelerini sağlamaktır.
Bowen’ ın aile terapisinde temel ilke, düşünme ile duyguyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğini eşlere kazandırmak, eşlerin bu yeteneği ilişkilerindeki sorunları çözmede kullanmayı öğretmektir. Psikoterapinin iyileştirici etkisi eylemden değil anlamaktan geçmektedir.
Psikoterapi sürecinde kişinin aile ve evlilik sorunlarında kendi rolünü öğrenmesi yanında, bu sorunların yetiştiği ailenin geçmişinde nasıl yer aldığını ve bunun etkilerini sentezlemesi sağlanacaktır.
Aile sistemleri terapisinde çiftler sorunlarının yalnızca eşinden veya karşıdakilerden kaynaklanmadığını, kendilerinin başkalarının yaptıklarına verdikleri tepkilerden de kaynaklandığını anlayacaklardır. Terapi boyunca, duyguların dışa vurulmasını teşvik yerine, düşünmeyi harekete geçirmek amaçlanır. Olaylar sakinleşip mantıklı düşünür hale gelindiğinde duygular daha nesnel ele alınır olacaktır.
Aile terapisti, terapi sürecinde tartışılan konunun ayrıntılarına değil, etkileşim tarzına dikkat çeker.
Bowen’ ın aile sistemleri terapisinde, bireylerdeki duygusal açıdan tepkisel olma eğilimini azaltmak temel hedeftir. Sorunlu çiftler çoğu kez çift taraflı duygusallık sarmalına girmişlerdir. Eşlerin biri kendini o denli duygusal biçimde ifade eder ki, diğeri söylenenleri duyup anlamak yerine bu baskıya tepkiyle karşılık verir. Bu tepkisellik bireylerin benliklerinin farklılaşmamış olmasından gelmektedir. Benlik denetimi sağlandıkça çiftler ilişkilerine at gözlüğüyle bakmaktan sıyrılacak, savunmaya geçmeden ya da kendi inançlarına ihanet etmeden dinlemeyi öğreneceklerdir.
Bowen, duygusal açıdan tepkiselleşmeyi bireylerdeki kaygıya bağlar. Bu hemen hemen Freud’ un cinsellik ve saldırganlığa bağladığı kaygıya benzer bir teoridir. İkinci ağırlık noktası ise bireylerin farklılaşması yani olgunlaşmasıdır. Başkalarına duyulan içgüdüsel gereksinim sağlıksız bir şekilde abartıldığında duygusal kaynaşma olmakta bu da duygusal tepkileri arttırmaktadır. Bu bazı insanlarda birliktelik gereksinimi olarak doğrudan gözlenirken, bazılarında sahte bir bağımsızlık maskesinin ardına gizlenerek perde arkasından duyguları yönetmektedir. Benlik olgun biçimde farklılaştığında kişi kendini yalıtma zorunluluğuna girmeden açıkça ifade edebilmekte, aynı zamanda kendi bütünselliğini de korumaktadır. Benliğin sağlıklı ya da sağlıksız olgunlaşması ailelerde kuşaktan kuşağa öğrenme yoluyla aktarılabilmektedir.
Özetle, yukarıdaki kuramlar doğrultusunda, çiftler, aile sistemlerinin işleyişinde kendi oynadıkları rolü görmeyi öğrendiklerinde terapi süreci başarıya ulaşmış olacaktır. Aile sitemleri terapisinde birey içe bakışını keşfedip, kendini keşfettikçe ilişkilerini rahatça onarabilecek, sağlıklı ilişkiler kuracaktır.Antalya psikiyatri ve psikoterapi, aile terapisinde Antalya'da önemli bir boşluğu psikiyatrist, psikolog ve aile terapisti kadrosuyla doldurma ve kaliteli hizmet amacındadır.
Aile Terapisi Antalya, Aile Terapisti ve Psikiyatrist E. Filiz Uluhan.