Kişiler Arası Psikoterapi
Kişiler arası psikoterapi, depresyona yönelik geliştirilmiş, zaman sınırlamalı yeni bir psikoterapi yöntemidir.
Kişiler arası psikoterapi depresyon tedavisine yöneliktir.Depresyon sebebi olarak bağlanma sorunları ve sosyal rollerdeki bozulmaları baz alarak kişiler arası problemleri çözümleyerek beceri kazanımını hedefler. Son yıllardaki çalışmalar depresyon yanında bipolar bozukluk, yeme bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, ergen sorunları ve hapishane, okul, hastane, huzur evi gibi ortamlardaki eğitimlerde de işlevselliğini göstermektedir.
Kişiler arası psikoterapi kısa süreli ve hızlı etkili olmasından dolayı kişiliğin köklerine inmeden düzeltilebilecek mevcut soruna ve düzeltilebilir kişilik özelliklerine yönelir.
Terapi sırasında depresyonun, grip, bronşit gibi tıbbi bir rahatsızlık olduğu ve bunun danışanın hatası veya başarısızlığı olmadığı teması işlenir. Hastaları, hastalıkları yüzünden kendilerini suçlamayı bırakıp, bozuklukları onların kişisel özelliklerinden ayırıp, tedavi edilebilir herhangi bir durum gibi ifade etmenin önemine dikkat çeker.
Terapinin düzenlenmesinde yas sebebi olacak, birey için önemli birinin kaybı, aile üyeleri, arkadaşlar, komşular, akrabalar vs. ile kişiler arası bir uyuşmazlık, boşanma, ev taşıma, iş veya şehir değişikliği, askerlik veya üniversiteye başlama ya da ailede ağır bir hastalık ve travma gibi rol geçişleri ve ilişki başlatma ve sürdürmede engel yaratan iletişim problemlerine dikkat edilir.
Psikoterapinin başında ortalama 12 haftalık bir süre belirlenir. Bu hastada bir motivasyon ve iyimserlik sağlayacaktır. Terapi sürecinde "Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği" gibi test ve ölçeklerle klinik seyir izlenecektir. Sosyal izolasyon ile mücadele, özgüven sağlama, grup aidiyetini yenileme ve hayatı anlamlandırmaya yönelik girişimler diğer psikoterapi yöntemleriyle ortaktır.
Kişiler arası psikoterapide hastanın davranışı içsel bir çatışmanın belirtisi olarak görülmez. Bu bakımdan psikanalitik ve psikodinamik psikoterapiler gibi erken çocukluk yaşantılarına ve bilinçdışı zihinsel süreçlere girmeden mevcut kişiler arası ilişkiler değerlendirilir.
Kişiler arası psikoterapide depresyon esasen biyolojik bir hastalık olarak görülür. İkinci olarak Bowlby' ın bağlanma kuramına dikkat çekilir. Buna göre insanlar güçlü duygusal bağlar kurma ihtiyacındadırlar. Duygusal bağların kaybolması veya tehdit altına girmesi stres, üzüntü ve kaygıya yol açar. Üçüncü faktör ise stresli yaşam olaylarının depresyon üzerindeki etkileridir.
Hamilelik sonrası depresyonu, ergen ve çocuklardaki depresyon, distimik bozukluklar ve diğer duygudurum bozukluklarında da kişiler arası psikoterapinin tedavi edici etkisi kanıtlanmıştır. Ama özellikle depresyon tedavisinde ve depresyonun nüks etmesini önlemede etkili bir yöntemdir.
Kişiler arası psikoterapi doğrudan kişilik değişimini hedeflememekle birlikte kendini ortaya koyma, kendini ifade edebilme, insanlarla yüzleşme ve öfke kontrolü yanı sıra öfkenin yapıcı olarak ifade edilebilmesi kişilik değişimi kadar etkili olmaktadır.
Bağlanma kuramında güvenli, kayıtsız, saplantılı ve korkulu olmak üzere dört çeşit bağlanma stili vardır ve güvenli bağlanma depresyon ve diğer psikolojik sıkıntılardan korunma sağlamaktadır. Kişiler arası psikoterapi, kökte mesele olan bağlanma tiplerinin geliştirilmesini sağlayabilmektedir.
Kişiler arası psikoterapinin depresyon tedavisindeki rolü, stresli ve kaygılı bireylerin diğer insanlarla iletişimini düzenleyerek depresyon bulgularını yok etmek ve kişiler arası işleyişi iyileştirmeye yöneliktir.
Depresyon tedavisindeki terapötik süreçte öncelikle depresyon tanısı doğrulanır. Hastalara umut aşılanır, hastalar terapötik çalışmaya yönlendirilir ve depresyonun hayatları üzerindeki etkileri mantıksal olarak açıklanır. Öfkenin sağlıklı olarak ifade edilmesi antidepresan etkilidir. Bireysel roller netleştikçe ve sosyal izolasyon azaldıkça depresyon tedavisi kalıcı olarak sağlanacaktır.
Depresyon Tedavisi Antalya.
Kişiler Arası Psikoterapi Antalya.
Antalya Psikoterapi Merkezi.