Pasif Agresif Kişilik


Pasif Agresif KişilikPasif agresif kişilik tutumu, psikiyatride yer alan kişilik bozuklukları arasında en yaygın görülen tiptir.

Pasif agresif kişilik yazımızı okuduğunuzda çevrenizdeki bir çok insanda bu davranışların ne kadar yaygın olduğunu fark edecek, muhtemelen kendinizde de pasif agresif özellikler bulacaksınız.

Pasif agresif kişilik bozukluğunun temelinde çocuklukta bilinçdışımıza yerleşen öfkeyle baş etme hataları yatar. Birçok aile tarafından kabul edilemez bir duygu olarak kabul edilen öfke, uygun biçimde ifade edilip, boşaltılmadığında ya bastırılacak, ya da dolaylı yollarla ortaya konacaktır. Öfke duygusunu ifade edemeyip, içinden atamayan çocuk, kızgınlık ve küskünlük duygularına yenik düşecek, pasif agresyon ile rahatlama yolunu tercih edecektir.

Psikiyatrist ve psikologlarca negatif kişilik bozukluğu olarak da isimlendirilen pasif agresif kişilik, hiçbir zaman hayır demeyen ancak hayır cevabını dolaylı yollarla ifade eden, bin dereden su getirip olumlu yaklaşımdan bir şekilde kaçan özellik gösterir. Öfkesini ve negatif tutumunu açıkça görüp, anlayamayacağınız pasif agresifler, hissettiklerini söylemeyen, söylediklerini hissetmeyen kişilerdir.

Kendilerini karamsar, kuşkucu, aldatılmış, değer verilmemiş, çaresiz, hayal kırıklığına uğramış, yanlış anlaşılmış, takdir edilmemiş, şanssız olarak hisseden pasif agresif kişilik bozukluğuna sahip bireyler işler istedikleri gibi gitmediğinde kolaylıkla somurtkan, kızgın, muhalif ve sinirli hale gelirler.

Bir pasif agresifi konuşmalarından değil davranışlarından anlayabilirsiniz. Konuşurken ağzından bal damlasa da işi yokuşa sürmede onlardan maharetlisi yoktur. Tüm gün dışarıda aktif, neşeli, hareketli bir gün geçirip eve geldiğimde yorgun ve halsiz olan, ev içi sorumluluklarından kaçan, karşı tarafın özel günlerini sık sık unutan, onunla ilgili bir iş olduğunda mutlaka daha önemli bir iş çıkartan eşiniz ya da çocuğunuz pasif agresif özellikler gösteriyor diyebiliriz. İnatçılık, çabuk alınıp küsme, konuşup çözüm üretmek yerine surat asıp sessiz kalarak bir nevi cezalandırmaya gitmek pasif agresiflerin karakter yapılarına hâkimdir.

Birçok kişiyi küçümseyip, kusurlarını ortaya dökmeye çalışsalar, her şeyin en iyisini yaptıklarını söyleseler, otoriteyi küçük görerek, eleştirileri üzerlerine almasalar da derinde eksiklik ve yetersizlik duyguları vardır. Üstün bir eda ile çevrede sürekli hata bulup, işbirliği yapacak kalitede insan olmamasından yakınsalar da diğerlerine aşırı derecede bağımlıdırlar. İlgi üzerlerinde olmalı, sürekli onay ve sevgi görmelidirler. Bunu göremedikleri anda haksızlığa uğramış, yanlış anlaşılmış, başkalarının merhametine kalmış hissederek ızdırap duyar ve çökerler. Artık iletişimi kesecek duvarlar örülmüş, kendi kabuğuna çekilmiştir. Ortamı hem kendisine hem de size zehir edecektir.

Pasif agresiflerin duygusal ilişkileri de bağımlılık üzerine kuruludur. İlişkilerinde kimseye bağımlı değilmiş gibi davranacak, başta yaptığı jestler, olumlu davranışlar ile karşı tarafı içten içe bağımlı hale getirecek, bir süre sonra partnerden gelen en küçük bir “hayır” da “Ben bunu hak etmedim” diyerek manevi baskı uygulayacaktır. Bu aslında karşı taraftan daha fazla bağımlı olduğundandır.

Pasif agresif kişilik bozukluğu olan bireyler umursamaz tavırları, sık sık somurtup surat asmaları, sessiz ve tepkisiz davranışları nedeniyle partnerlerinin kendilerini ifade etmelerine, duygularını rahatça göstermelerine engel olurlar. Karşı tarafça akıllarının okunmasını bekleyerek, isteklerini tam olarak ortaya koymasalar da ihtiyaçlarının karşılanmasını arzu ederler. İlgi odağı olmaktan, beğenilmekten hoşlansalar da karşı tarafın ilgisine karşılıksız kalarak onu meraklandırmaktan, umursamaz görünmekten keyif alırlar. Partner ilgisini kestiğinde ise “Beni nasıl aramaz”, “O kim de beni aramıyor” gibi düşüncelerle kötü olur, öfke duyar. Yani pasif agresif bir kişiye nasıl yaklaşırsanız yaklaşın kolay kolay yaranamazsınız. Duygusal bağ kurmaya büyük ihtiyacı olsa da karşısındakine bağlandığını hissettiği anda özgürlüğü elinden gider ya da incinirsem korkusuyla bir noktada ilişkiyi kendi elleriyle baltalarlar.

Sürekli kendi şanssızlığından dem vurma, başkalarını kıskanma, kolayca gönül koyup küsme, sıradan işlerde bile önce “hayır” diyerek negatif yaklaşma, yapıcı eleştirilere dahi tahammül gösterememe, ağır çalışma, işleri sürüncemede bırakma, sık sık unutkanlık pasif agresif kişilik bozukluğu belirtilerindendir.

Pasif agresifler saldırgan, küstah, eleştirici ve küçümseyici tavırlarla karşı tarafı negatif davranmaya zorlamakta, diğer taraftan da bundan pişmanlık duymaktadırlar. Onaylanma ve övgü açlığı içinde olduklarından vermeyi, yardım etmeyi severler. Karşı tarafı öfkelendirir, çığırından çıkarır, sonra da zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkarak, “öfkeni kontrol etmen gerekir” deyip sizi suçlu duruma sokabilirler. Kendisi başkaları için çok şey yapmakta fakat bu hiçbir zaman kıymeti bilinmemekte, takdir edilmemektedir.

Bu kişilerle yaşamak zordur. Partneriniz pasif agresif ise çileden çıkmaya hazır olun.

  • Eleştiriden kaçınmanız.
  • Olumsuzlukları biriktirip, büyütüp konuşmak yerine tek bir konu üzerinde yoğunlaşmanız.
  • Kişiliğine saldırıda bulunarak hatalarını ortaya dökmek yerine kendi duygularınızı, kendi incinmişliğinizi paylaşarak iletişimde bulunmanız.
  • Kendinizi savunmak yerine onu iyi dinleyerek amacınızın daha iyi bir ilişki olduğunu anlatmanız.
  • Onu önemsediğinizi belirtmeniz.
  • Niyetinizin onu kontrol etmek değil, sadece sıkıntılarını paylaşmak, onunla ilgilenmek olduğunu belirtmeniz.
  • Israrcı olmamanız, pasif agresif bir partnere yaklaşımın temel unsurlarıdır.

Pasif agresif kişilik bozukluğunda kişiler kendilerini mükemmel ve kusursuz bulurlar. Bundan dolayı hata hep karşı taraftadır. Bu nedenle tedavi uzun ve yorucu bir süreçtir. Psikiyatrik ilaç tedavileri ve psikoterapiler pasif agresif kişilik bozukluğu tedavisinde kullanılmaktadır. Kişi tedaviye kendi isteğiyle gelmiş, problemlerinin sorumluluğunu üstleniyor, tedavi olmak için gerekli çabayı gösteriyorsa psikoterapiden çok fayda görecektir. Destekleyici psikoterapiler tedavide sıklıkla tercih edilir.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Lara/Muratpaşa/ANTALYA.

Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.