Ergen Terapisi
Ergenlik bireyin gelişim süreci boyunca en hızlı gelişme, büyüme ve olgunlaşma sürecine girdiği ikinci dönemdir.
Ergenliğe adım atan çocuk fiziksel, bilişsel, duygusal, ahlaki ve toplumsal alanlarda değişim sürecini de başlatır. Gelişim süreci öyle hızlı ve kompleks yapıdadır ki, gerçekte doğal olan değişimler ergenin kendisini ve çevresini şaşkınlığa uğratmaya başlar. Kesin olarak ergenin çizdiği çizgiler dışında kalanlar, kısa bir süre sonra çizginin iç tarafına alınabilmektedir. Sık sık ergenin çevresi ile çatışmasına neden olan bu 'hatları değişken' sınırlar, meselelerin çıkmaza girmesi ile sonuçlanabilmektedir. Zamanında ve doğru müdahale gelmediğinde her iki taraf için durum içinden çıkılmaz bir hal alır ve desteğe başvurma ihtiyacı doğar.
Ergen terapisi birçok farklı yöntem ve yaklaşımın, ergenin karşı karşıya kaldığı davranışsal, duygusal ve düşünsel zorluklara yardımca olmak amacı ile kullanılmasıdır. Terapi olarak seçilecek olan yöntem ergenin ve ailenin ihtiyaçları doğrultusundadır ve bu karar ergen terapisti, uzman kişi tarafından verilmektedir. Uzmanın terapiye yönlendirmesi ise ergenin yaşadığı probleme, ailenin yapısına, terapi ile baş etme gücüne vb değişkenlere bağlıdır.
Günümüzde terapilerin tek yönlü akışının başarı oranlarının, çok yönlü ve birçok farklı yöntemi sentezleyen akışından daha az başarılı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle terapi süreci ihtiyaçlar doğrultusunda şekil alır. Hangi yöntem ve yaklaşım benimsenmiş olursa olsun, danışan terapist ilişkisinin niteliği bütün terapinin seyrini etkileyen başat etkenlerdendir. Bunun yanında karşılıklı kurulan güven ilişkisi, danışanın ve ailenin terapiye ve psikolojiye bakışı, görüş ve inanç ayrılıkları, problemin boyutu ve safhası ve seçilen yöntemin aileye uygunluğu gibi etkenler önemlidir. Ergen kendini güvende, anlaşılmış ve rahat hissetmelidir.
Ergen terapisi süreci ebeveynler için sancılı gibi görünse de gerçekte rahatlatıcı ve sorun çözücü etkiye sahiptir. Terapi seanslarında edinilen beceriler hem ergen hem de ebeveynler tarafından devam ettirildiğinde yaşam boyu karşılaşılacak olan zorluklara göğüs gerebilme ve hayat kalitesini arttırma potansiyeline sahiptir. Yine de ebeveynler, ergenin kendisi veya yakınları terapi sürecine başlamadan önce aşağıdaki sorulara yanıt aramalıdır.
- Neden psikoterapiye ihtiyaç duyulmaktadır?
- Ne gibi sonuçlar beklemeliyiz?
- Terapi ne kadar ve ne sıklıkta sürecek?
- Terapinin gidişi ile ilgili ne kadar bilgilendirileceğiz?
- Ne gibi değişimler görmeyi beklemeliyiz?
- Beklenen değişimlerin gerçekleşmesi için bize düşen sorumluluk nedir?
Bu sorulara yanıt arama hakkınızın doğal olması gibi, soruların zihninizi sık sık meşgul etmesi de doğaldır. Terapist ergenin kendisini ve yakınlarını açıklamaları ile yönlendirmekle yükümlü olan kişidir. Ebeveynler ve ergenin kendisi terapiste soru sormakta kendini rahat hissetmelidir.
Ergen terapisinin bir başka boyutu çevre desteğidir. Çevrenin uygun desteği göstermemesi, bütün sorumluluğun ergenin omuzlarına yüklenmesi durumunda terapi sekteye uğrar. Her ne kadar ergen artık yetişkin olduğunu ve diğerlerine ihtiyaç duymadığını dile getirse de, gerçekte gelişimin sağlıklı ilerlemesi için çevrenin desteğine ihtiyaç duyar. Bu insanın sosyal bir varlık olması ile yakından alakalıdır. Aile, akrabalar, akranlar ve öğretmenler, yani ergenin etkileşim içinde olduğu insanlar halkası, terapi sürecine ya doğrudan ya da dolaylı olarak dahildir.
Bu çerçevede başta ebeveynler olmak üzere yakınların "Ben terapiye destek olmak için neler yapabilirim ve neler yapıyorum?" sorusunu kendilerine yöneltmelidirler. Daha da önemlisi yapılanların listesi sık sık yenilenmeli ve yeni maddeler eklenmelidir.
Ergen terapisi kompleks ve güç yapısına rağmen kazanımları ile hem ailenin hem de ergenin hayat kalitesini arttırmaktadır. Ergenin varlığını ortaya koyma, kendini bulma ve yetişkinliğe adım atmada geçtiği bu yollarda ergen terapisinin koruyucu, destekleyici, eğitici ve terapötik etkileri yadsınamaz.
Ergen Terapisi Antalya.
Antalya Psikoterapi Merkezi.