Bulimiya Nervoza
Bulimiya nervoza da, anoreksiya nervoza gibi, psikiyatride yeme bozuklukları sınıfından bir hastalıktır.
Tıkınırcasına yeme atakları ve ardından kilo korumaya yönelik kusma ya da laksatif ve diüretik kullanımı gibi davranışsal bozukluklarla giden bir hastalıktır bulimiya nervoza. Bazı psikiyatristler bunu duygu durum bozukluklarındaki iki uç nokta olan mani ve depresyona benzeterek, anoreksiya ve bulimiyanın, yeme bozuklukları ekseninde iki uç olduğunu savunurlar.
Bulimik hastalar sıklıkla normal ya da fazla kiloludur. Anorektik hastalardan en büyük fark budur. Tıkınırcasına yemenin yanında kilo almaktan korkarak, kusma gibi arınma davranışlarına girmek tanıya götürür.
Hastalar ayda birkaç kezden günde birkaç keze kadar değişebilen sıklıkta ve ortalama 1 saat süre içinde 3000-5000 kalori alacak derecede yüksek kalorili ve kolay sindirilebilen gıdaları hızlıca, tıkınırcasına ardı ardına yerler. Bazıları gizli yemeyi tercih eder. Yemenin durması doygunluk hissinden değil, midenin aşırı dolup gerginlik ve şişkinlik yapması, bunun getirdiği ağrı ve bulantı ya da yiyeceklerin tükenmesindendir.
Yeme ataklarını açlık hissinden ziyade anksiyete ya da depresif duygudurum gibi ruhsal sıkıntılar başlatır. Yemeğin arkasından hasta suçluluk hissederek kendini eleştirir, yeme biçiminin sağlıklı olmadığının farkındadır. Durumu telafi etmek için istemli kusma şeklinde arınma davranışına geçer ve yediklerini kusar. Vakaların 1/3’ ü laksatif ve diüretik de kullanmaktadır. Tıkınma ataklarının ardından bir dönem hiç yememe ya da aşırı egzersiz gibi kilo almayı önleyici uygunsuz dengeleyici davranışlarda sıktır.
Bulimiya nervozalı hastalar beden görünüşleri, cinsel çekicilikleri, başkaları tarafından nasıl algılandıkları konusunda aşırı hassastırlar. Kendine güven duygusu anoreksiya nervoza vakalarında olduğu kadar olmasa bile bulimiklerde de kilo ve beden görünüşü ile ilgilidir.
Bulimiya nervozada biyolojik etkenlerin rolü anoreksiya nervozaya göre daha fazladır. Bundan dolayı bu hastalar antidepresan tedavilerinden daha iyi yararlanırlar.
Bulimik hastaların süperego kontrolleri ve ego güçleri anoreksiklere göre daha zayıftır. Bundan dolayı dürtü kontrolü konusunda zorluk yaşarlar ve madde bağımlılığı, uygunsuz cinsel davranışlar, öfkeyi kontrol edememe, emosyonel dengesizlik gibi sorunlarla karşılaşırlar.
Bulimiya nervozalı hastalar, tıkınırcasına yeme ve kusma gibi davranışlarını benliklerine karşı algıladıkları, bir tehdit durumunda kaçınma yanıtı olarak verirler. Bu bir çeşit tehditkâr biliş ve duygu halinin bloke edilme yolu olarak kullanılmaktadır. Erken çocukluk dönemlerindeki ayrılma problemleri psikodinamik temelde bulunur. Anne figüründen ayrılmada yaşanan güçlük hastaların bedenlerini geçici obje olarak kullanmalarına neden olmakta, anneden ayrılma yemeklere karşı ambivalan bir duygu yaratmaktadır. Yani, yeme davranışı anneyle birleşme arzusunu temsil ederken, yediklerini çıkarma anneden ayrılma isteğinin bilinçdışı ifadesidir.
Bulimiya nervoza, anoreksiya nervozadan daha yaygındır. Başlangıç biraz daha ileri yaşlara kaymıştır, genellikle ergenlik döneminden sonra başlar. Her 10 kadına karşılık 1 erkek vaka vardır.
Dürtü kontrol ve duygudurum bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, birçok kişilik bozukluğu, dissosiyatif bozukluk ve cinsel istismar öyküsü olanlarda bulimiya nervoza sıklığı daha yüksektir.
Psikiyatri pratiğinde, bulimiya nervoza tedavisinde birçok vaka ayaktan rahatlıkla takip edilebilir. Kusmaya bağlı elektrolit dengesizlikleri ve metabolik bozuklukların geliştiği hastalar ile intihar girişimi ya da madde kullanımı olanların hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri uygundur.
Antidepresan ilaçlar bulimiya nervoza tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır. Psikoterapiye cevap vermeyen olgularda ya da psikoterapiyi güçlendirmek amacıyla verilebilir.
Tüm psikiyatristlerin görüş birliğinde olduğu, tedavide en etkin yöntem bilişsel davranışçı terapilerdir. Tıkınırcasına yeme ve kusma-diyet döngüsünü kırmaya, gıda, ağırlık, kilo ve beden imgeleriyle ilgili yanlış inançları değiştirmeye yönelik bilişsel davranışçı terapiler 5-6 aylık bir sürede çok iyi neticeler verir.
Kötülük, nefret ve yıkıcılık duygularının dışa atılması olan kusma ve beslenme davranışında iyi-kötü, sağlıklı-sağlıksız gibi ayrılmaya götüren splitting benzeri savunma mekanizmaları ile mücadele ise psikodinamik psikoterapilerle olacaktır. Bölünme, projeksiyon gibi savunmalar da psikoterapi sürecinde işlenecektir.
Özetle, yeme bozuklukları tedavisi , özellikle psikoterapi ile tedavi gerektiren bir hastalık grubudur. Bulimik vakalar, anoreksiklere göre farmakoterapiye daha iyi yanıt verirler.
Antalya Psikiyatri Merkezi olarak uzman psikiyatrist ve psikoterapist kadromuzla, gerek bulimiya nervoza tedavisinde, gerekse anoraksiya nervoza tedavisinde, uygun psikoterapötik yöntem ve gereğinde uygun ilaç tedavisi ile psikiyatri ve psikoterapi hizmeti sunmaktayız.
Antalya Psikiyatri Merkezi.
Psikoterapi Antalya.
Psikiyatrist ve psikoterapist Filiz Uluhan.