Çocuklarda Korku


Çocuklarda KorkuGörünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında koruyucu ve doğal bir tepkidir korku. Canlıyı uyaracak ve onun savunma almasını, savaşmaya hazırlanmasını sağlayacaktır.

Yeni olan ve bilinmeyen her şey korku potansiyeli taşır. Hayatın başında olan çocuklar için yaşam yenilikler ve bilinmezlerle doludur. Bundan dolayı da çocuklar için korku kaynağı çok fazladır. Çocukluk korkuları çocuk psikiyatrisinde sıklıkla karşımıza çıkar.

Bir bebek için her şey korkutucu olabilir. Yeni bir nesne, farklı bir ses tonu, gürültü, hatta altını kirletme, acıkma, susma gibi bedensel uyarılar bile korku yaratabilir.

İki-üç yaşlarında gök gürültüsü, elektrik süpürgesi gibi yüksek sesler, üç-dört yaşlarında karanlık, doktor, hırsız, öcü, dilenci, asker, polis korkuları, dört-beş yaşlarında köpek, yılan gibi hayvan korkuları, düşüp yaralanma, bir yerinden kan akma, bir yerinin kesilmesi gibi korkular, beş-altı yaşlarında cadı, hayalet, hortlak, hırsız, yangın korkuları dikkati çeker. Çocukların en büyük korkusu ise anne babadan ayrı kalmaktır.

Çocuklarda korkuyu en çok anne babalar yaratır, çoğu kez farkında olmadan. Uyumayan ya da mamasını yemeyen çocuğa, “Uyumazsan (yemezsen) öcüler gelir”, yaramazlık yapan çocuğa, “Uslu durmazsan polis gelecek, yaramazlık yaparsan seni dilenciye veririm, şimdi doktor gelip iğne yapar” gibi söylemler çocukta birçok korkunun temellerini atacaktır.

Bazı ebeveynler çocuklarını doğrudan korkutmaz. Fakat anne bir örümcek, hamam böceği görünce çığlığı basıyorsa, kediye köpeğe yaklaşamıyor, evde yalnız olduğunda tedirgin olup, kapı pencereyi sıkı sıkı kapatıyorsa çocuğun bunlardan etkilenmemesi mümkün değildir.

Bazı ebeveynlerde aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumlarıyla çocuğa korku aşılarlar. “Onu yapma düşersin, bunu yapma hastalanırsın, ona dokunma mikrop kaparsın, onunla oynama……..olursun” diyerek her dakika çocuğun yanında olup, onu kısıtlayıp, korumaya çalışmanız çocuğun kendine güvensiz, ürkek ve korkak olmasına yol açacaktır.

Bazen de duygusal sömürü ile çocuğu terbiye atmak ister birçok ebeveyn. “Bak, sen yaramazlık yaptın ben hastalandım”, “Beni üzersen ölürüm, annesiz (babasız) kalırsın” tarzı yaklaşımlar çocukta anne babayı kaybetme korkusu yaratacaktır.

Bazı aileler de ise Allah ile korkutulur çocuk. Öyle yaparsan taş olursun, çarpılırsın, Allah her yaptığını görüyor gibi söylemler de korku unsurudur.

Eve hırsız girmesi, kaza geçirmek, bir kavgaya şahit olmak, deprem, su baskını gibi doğal afetlerle karşılaşmak gibi anne babanın elinde olmayan faktörler de çeşitli korkuları tetikleyebilir.

Anne babalar çocuğun korkuları karşısında sert tepki vermekten kaçınmalıdır. Çocuk korkuyorum diyorsa, bunu olduğu gibi kabul etmek gerekir. “Ne var bunda korkacak”, “Koca çocuk oldun bundan korkulur mu?”, “Bebekler gibi her şeyden korkuyorsun, sen erkek çocuksun” gibi söylemlerin hiçbir faydası yoktur. Korkularından dolayı çocuk ayıplanmamalı, utandırılmamalıdır. Ebeveynlerin görevi çocuğun korkularına sahip çıkmaktır.

Bazı anne babalar da korkular için çocuğun yalan söylediğini savunurlar. Birçok çocuk karanlıktan korktuğu bahanesiyle anne babanın yanında yatmak isteyebilir. Burada psikiyatrik açıdan önemli olan çocuğun anne babayı neden bırakmak istemediğidir. Vaktinde sevgiye doymayan, anne babanın sıcaklığını yeterince hissetmeyen, kendisini yalnız ve terk edilmiş algılayan çocuk elbette karanlığı bahane ederek anne babayla yatmak isteyebilir.

Çocuk psikiyatrisinde sık karşılaştığımız çocukluk korkularından biri de okul korkusudur. Okul korkusunda sebep ne olursa olsun okuldan uzak kaldıkça sorun daha da büyüyecek, evde kalış uzadıkça okula dönüş o ölçüde güçleşecektir. “Naz yapıyorsun, numara yapıyorsun, yalan söylüyorsun” gibi sözler çocuğu yaralayacaktır. Ancak çocuk mutlaka okula götürülmeli, korkuya yol açan sebepler de bu arada araştırılmalıdır. Birkaç günde düzelmeyen okul korkusunda gecikmeden psikiyatrik destek alınmalıdır.

Anne babalar için anlamsız gibi görünen gece korkuları da sıklıkla psikiyatriste başvuru sebebi olabilmektedir. Bunu bir şımarıklık olarak değerlendirmemek gerekir. Anne baba arasındaki tartışmalar, geçimsizlik, anne babanın hastaneye yatması, ciddi bir ameliyat geçirmesi gibi nedenlerle bir süre evden ayrı kalması gibi sebepler çoğu kez çocukta anneye kötü bir şey olacağı, anne babanın çocuğu bırakacağı gibi endişeler yaratmakta, bu da birçok korkuyu tetiklemektedir.

Özetle çocuktaki korkulardan büyük oranda anne babalar sorumludur. Çocuk bazen korku yalanıyla ilgili çekme amacında olsa bile sorgulanacak kişi çocuk değil, anne babadır.

Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi, Lara/Muratpaşa/Antalya.

Psikoterapist ve Psikiyatri Uzmanı Emine Filiz Uluhan.